tarihinde yayınlandı

ANA ARI LARVASI

Ülkemizde arı sütü üretimi, başarıyla yapılmaktadır. Süt üretiminde yan ürün olarak ana arı larvası elde edilir. Bu larvalar ana arı üretim sistemiyle elde edilmez. Ana arı üreten arıcılar canlı; kaliteli, döllenmiş ana arı satarlar. Ana arı larvası; arı sütü üretiminde zaten yan ürün olarak elde edilmektedir. Süt üreticileri soğuk zincire dikkat ettikleri için bu ürün daha güvenilirdir. Erkek arı larvası, bazen ağır olsun diye 7 günlükten büyük hasat edilir. Arıcının bu davranışı ürünün kalitesini düşürür. Ana arı larvasında böyle bir davranış zaten olamaz.

Son derece besleyici değeri yüksek bir üründür. Erkek arı larvasıyla benzer değerlere sahiptir.

tarihinde yayınlandı

EBEGÜMECİ

Mide rahatsızlıklarında, kuru öksürükte faydasını gösteren çalışmalar vardır. Müsilajı(suya geçen sümüksü yapı) yoğundur. Erişkin günde 5 gr ebegümeci çayı içebilir. Yaklaşık 2 gr yaprak ve çiçek bir bardak suyun içinde 1-2 dakika kaynatılır(dekoksiyon). Süzükdükten sonra içilebilir. Günde 2-3 defa birer fincan içilebilir.

Bitki çaylarını hastalık için içecekseniz, öncelikle doktorunuzun tavsiyelerini dinleyiniz. Tek başına tedavi edici olarak düşünmeyiniz.

 

tarihinde yayınlandı

Arı Ekmeği(Perga)

Enflamasyon; vücudumuzda savunma sistemi hücrelerinin ürettiği iltihabi durumdur. Enfeksiyon, ameliyat, yaralanmada dengeli bir şekilde oluşan enflamasyon iyileşmemizi sağlar. Kronik hastalıklarda, otoimmün hastalıklarda bu enflamasyonun kontrol mekanizması düzgün çalışmaz. Bu hastalıklarda artmış enflamasyonu görürüz. Halen; “Hastalıkların sebebi olarak mı; yoksa neticesi olarak mı enflamasyon oluştu?” sorusunun cevabı aranmaktadır. Enflamasyona engel olmak için pek çok tedavi yöntemleri ve yaşam tarzları vardır. İlaçlar, fonksiyonel gıdalar, spor, dua, yoga, neredeyse tüm tamamlayıcı tıp yöntemlerinin enflamasyonla mücadelede yeri vardır. Apiterapide faydalandığımız bal, polen, arı sütü, arı ekmeği, arı zehri, propolis de kontrolden çıkmış bu enflamasyonu önlemede oldukça etkindir.

Barsaklarımızdaki faydalı mikroorganizmaların azalması; yerine fırsatçı ve zararlı olanların yerleşmesi vücudumuzdaki enflamasyonu artırmaktadır. Zararlı mikroorganizmalar barsak çeperinde bariyer görevi yapmazlar. Sindirilmekte olan gıdalarımızdaki zararlı maddeler vücudumuza girer. Barsak hücrelerinin geçirgenliği bozulur. Pek çok hastalığın gelişimi için zemin hazırlar. Probiyotikler ve probiyotik içeren gıdalar; barsaklarımızdaki mikroorganizma dengesini sağlar. Prebiyotik gıdalar yararlı mikroorganizmaları besler ve çoğalmasını sağlar. Arı ekmeğinin probiyotik özelliği ön plana çıkar {Pelka, 2023 #123}. Bal ve polenin prebiyotik özellikleri güçlüdür. Beslenme alışkanlığımız, sağlımız için son derece önemlidir. Aşırı miktarda yenilen hazır gıdalar; barsakta istemediğimiz mikroorganizmaları da çoğaltır. Bu hazır gıdalar vücudumuza aldığımız zararlı kimyasalları da artırır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda; gıdalardaki mRNA parçacıkları vücudumuzdaki dokularda tespit edilebilmektedir. Farklı dokularda faydalı ya da zararlı etkileri gösterilmektedir.

Bal arıları, çiçeklerden aldıkları polenleri kovanlarına taşırlar. Kendileri ve yavruları için bal dışındaki tek besin kaynağını; yani arı ekmeğini üretirler. Arı ekmeğinin içinde; laktobasil, bifidobasil gibi vücudumuz için gerekli ve faydalı probiyotik bakterileri vardır. Bir erişkin insanın barsaklarında yaklaşık 1,5 kg bakteri vardır. Barsaktaki bakteriler gıdaların sindirilmesi, barsak duvarının korunması açısından önemlidir. Bu ilişki karşılıklı faydaya dayanır. Bazı enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmamız gerekir. Antibiyotikler zararlı bakterileri öldürdüğü gibi barsaklardaki faydalı bakterileri de azaltır. Barsaktaki denge zararlı bakteri, mantarlar tarafında artış olarak değişebilir. Sindirim ve barsak geçirgenliği bozulur. İstenmeyen maddeler de vücuda barsaktan emilerek girebilir. Yediğimiz gıdalardan; probiyotik değeri yüksek olanları artırmamız gerekir. Bu gıdalara örnek arı ekmeği, kefir, yoğurt, sirke, turşu verilebilir. Hazır market ürünü olmaması tercih edilmelidir. Kendimize uygun olanları seçebiliriz. Akılcı antibiyotik kullanılması mikropların direnç geliştirmesini önlediği gibi barsak florasını korumak açısından da önemlidir. Gerekli durumlarda antibiyotik kullanmaktan endişe edilmemelidir. Doktorların tavsiyesine uyulmalıdır. Tedavi sonrası hazır probiyotik ilaçlardan da faydalanılabilir.

Arı ekmeği yavru arıların beslenmesi için kovanda depolanır. Fazlasını arıcı alabilir. Arı ekmeği dengeli ve son derece faydalı bir gıdadır. Hiçbir hastalığımız olmasını beklemeden yememiz gereken bir üründür. Bir erişkin her gün bir tatlı kaşığı yiyebilir{Kieliszek, 2018 #197}. Barsak hastalıklarında, beslenme bozukluklarında ve bağışıklığı güçlendirmek için öncelikle akla gelmesi gereken bir gıdadır.

Arı ekmeği ve polen S. aureus mikrobunun karaciğer, böbrekte açtığı zararı önlemektedir {Rana, 2023 #131}.

Arı ekmeği; üremeye engel olan, stres durumunda artan hormonları düzenlemektedir. Farelerle yapılan çalışmada bu faydası gösterilmiştir {Nor, 2023 #143}. Arı ekmeği, yüksek yağlı diyetle beslenen erkek sıçanlarda üreme fonksiyonlarını artırır {Suleiman, 2021 #79}.  Obez sıçanlarda karaciğerin lipit metabolizmasını düzenlemiştir. Karaciğer yağlanmalarında faydalı olabileceğini göstermektedir {Zakaria, 2022 #107}. Arı ekmeği obez erkek sıçanların üreme kapasitesini artırmıştır. Enflamasyona engel olarak, anti oksidan etki göstererek fayda sağlamıştır{Suleiman, 2020 #51}. Arı ekmeği obez sıçanlarda lipit profiline, hipertansiyona, damar sağlığına katkıda bulunmuştur{Othman, 2021 #91}.

Meme kanseri hücre kültürüyle yapılan çalışmada; doksorubisin ve sisplatin kemoterapi ilaçlarıyla arı ekmeği kullanıldı. Arı ekmeği bu ilaçların olumsuz etkilerini azaltırken; hücre göçünü önemli ölçüde yavaşlattı{Caner, 2021 #92}.

Deney hayvanlarına alüminyum verilerek karaciğer, böbrek, kan hücrelerinde oluşturulan hasar; arı ekmeğiyle düzeltilebilmektedir{Bakour, 2017 #15}. Ağır metale maruz kalan insanların bu gıdadan faydalanması uygun olur. Titanyum dioksit nanopartiküllerinin karaciğer, böbrek, beyin dokusuna verdiği zararları; arı ekmeği azaltmaktadır. Kanda bozulan belirteçleri düzeltmektedir{Bakour, 2021 #83}.

 

Arı ekmeği; arı poleninin fayda sağladığı her tür durumda etkili ve faydalıdır.

Pelka, K., et al. (2023). “Probiotic potential of Isolates from Polish Bee Pollen and Bee Bread.” Probiotics and Antimicrobial Proteins.

Kieliszek, M., et al. (2018). “Pollen and bee bread as new health-oriented products: A review.” Trends in Food Science & Technology 71: 170-180.

Rana, A. and N. R. Kumar (2023). “Antioxidative Potential of Pollen, Propolis and Bee Bread against Damage Caused by in Liver and Kidney of BALB/c Mice: A Biochemical Study.” Journal of Scientific & Industrial Research 82(6): 652-660.

Nor, N. A. N. M., et al. (2023). “Effect of Bee Bread on Corticosterone Level in Rat Dams Exposed to Gestational Heat Stress.” Tropical Life Sciences Research 34(3): 151-163.

Suleiman, J. B., et al. (2021). “Bee bread mitigates downregulation of steroidogenic genes, decreased spermatogenesis, and epididymal oxidative stress in male rats fed with high-fat diet.” American Journal of Physiology-Endocrinology and Metabolism 321(3): E351-E366.

Zakaria, Z., et al. (2022). “Therapeutic Effects of (Stingless Bee) Bee Bread in Improving Hepatic Lipid Metabolism through the Activation of the Keap1/Nrf2 Signaling Pathway in an Obese Rat Model.” Antioxidants 11(11).

Suleiman, J. B., et al. (2020). “Protective effects of bee bread on testicular oxidative stress, NF-κB-mediated inflammation, apoptosis and lactate transport decline in obese male rats.” Biomedicine & Pharmacotherapy 131.

Othman, Z. A., et al. (2021). “Bee Bread Ameliorates Vascular Inflammation and Impaired Vasorelaxation in Obesity-Induced Vascular Damage Rat Model: The Role of eNOS/NO/cGMP-Signaling Pathway.” International Journal of Molecular Sciences 22(8).

Caner, A., et al. (2021). “The effect of bee bread (Perga) with chemotherapy on MDA-MB-231 cells.” Molecular Biology Reports 48(3): 2299-2306.

Bakour, M., et al. (2017). “Antioxidant activity and protective effect of bee bread (honey and pollen) in aluminum-induced anemia, elevation of inflammatory makers and hepato-renal toxicity.” Journal of Food Science and Technology-Mysore 54(13): 4205-4212.

Bakour, M., et al. (2021). “Moroccan Bee Bread Improves Biochemical and Histological Changes of the Brain, Liver, and Kidneys Induced by Titanium Dioxide Nanoparticles.” Biomed Research International 2021.

 

 

tarihinde yayınlandı

Beşli Karışım (Bal-Polen-Propolis-Arı Sütü-Arı ekmeği)

Beşli karışım(ham bal, polen, propolis, arı sütü, arı ekmeği)

Kendi kovanlarımızdan elde ettiğimiz, ışıl işlem yapılmamış ham bal ile karışımlarımızı yapıyoruz.

Ham bal içerisine yaş polen katıyoruz. Sade polenlerimizi sizlere gönderene kadar derin dondurucuda tutuyoruz. Yaş polenin faydası daha fazladır. Bala katıldıktan sonra buzdolabında tutulması gerekir.

Karışımlara eklediğimiz propolisi kovan üzerine koyduğumuz özel tuzaklarla elde ediyoruz. İçerisinde ilaç kalıntısı, körük dumanındaki zaralılar, yabancı maddeler(böcek, ahşap parçası, çuval ipi vb) bulunmaz. Ektrakte edilmiş halini karışımlarımızda kullanıyoruz. Propolisimize hiçbir zaman 40 derecenin üzerinde işlem yapmıyoruz. Fenolik bileşikler yüksek sıcaklıkta bozulur. Hatta sağlığa zararlı hale gelir. Bir arı kovanı 45 derecenin üzerindeki sıcaklığa çıkmaz. Biz de bir yerde doğayı taklit ediyoruz. Sağlık için en uygun propolisi ve yöntemi kullanmaktayız. Karışımlardaki propolis alkol içermez.

Arı sütümüzü derin dondurucuda tutuyoruz. Sizlere ulaşıncaya kadar ve yenilene kadar soğuk zincire dikkat etmek gerekir. Bala karıştırdıktan sonra buzdolabında tutabiliriz.

Arı ekmeği(perga) polenin peteklerdeki fermente halidir. Polenden daha çok probiyotik özellik taşır. Derin dondurucuda tuttuğumuz arı ekmeğini bu karışıma ekliyoruz.

Mikserle çevirirken karışıma bir miktar hava girer. Size ulaştığında yaklaşık yarım santim kalınlığında köpük görürsünüz. Yenilmesinde sakınca yoktur. Bozulma belirtisi değildir.

Arı ekmeğini görmeniz için öğütmüyoruz. Bu nedenle homojen karışmaz. Üst kısımda daha fazla birikir. Kendiniz kaşıkla karıştırarak yiyebilirsiniz.

Ham çiçek balı bir süre sonra şekerlenebilir. Ürün hiçbir şekilde değer kaybetmez. Gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz. Karışımları lütfen ısıtmayın.Bitene kadar buzdolabında tutunuz. Buzdolabında bir yıla kadar bozulmadan durur.

Biz talep miktarına göre haftalık hazırlıyoruz. Böylece daha geç şekerlenmektedir.

Yaş polen kattığımız için oda ısısında bir hafta içinde bozulur.

Yerli sade arı sütü kattığımız için oda ısısında değer kaybı olur.

İçerisine kattığımız ürünleri ÇOCUK İÇİN, ERİŞKİN İÇİN, RAHATSIZLIKLAR İÇİN farklı oranlarda katıyoruz.

Çocukların yaş ve kilosuna göre yiyeceği miktarı size bildiriyoruz. Erişkinler için kabaca günde bir kez dolu tatlı kaşığı yeterlidir. Kısırlık, kronik hastalıklarda daha yoğun karışımlar hazırlıyoruz. Doğrudan yiyebileceğiniz gibi soğuk ya da ılık suya katarak içebilirsiniz. Çocuklarınız tadını sevmezse suya karıştırıp, içerisine limon veya kakao ekleyebilirsiniz.

Aklınıza takılan durumları telefonla sorabilirsiniz. Arılardan size ulaşıncaya kadar arada sadece biz varız. Bizim için güveniniz ve fayda görmeniz kazançtan daha önemlidir.

tarihinde yayınlandı

AKUPUNKTUR

AKUPUNKTUR

Çin’de binlerce yıldır tedavi için kullanılan tamamlayıcı tıp uygulamalarından biridir. Yaklaşık elli yıldır Avrupa’da yaygınlaşmıştır. Sağlık bakanlığımızın 2014 yılında yayınladığı; geleneksel ve tamamlayıcı tıp yönetmeliğinde yerini almıştır. İnsan vücudunda sinir sistemi, atar damar, toplar damar, lenf sistemi gibi akupunktur yolları vardır.

İnsan bir enerjidir. Bedenin, ruhun, zihnin bir bütün olarak değerlendirilmesi tıbbi açıdan zorunluluktur. Akupunktur, hastalıkların tedavisinde bu enerji yollarını düzenler. Akupunktur, bedesel hastalık başlamadan uygulanabilir. Ehil ellerde hiçbir zarar vermez. Vücudun belli akupunktur yuvalarına uyarım yapılır. Genellikle iğne kullanılır. Elektroakupunktur dediğimiz; düşük elektrik akımlarıyla; kontrollü sıcaklıkla(moksa) noktalar uyarılabilir. Bitki özleri enjekte edilerek (herbal akupunktur), arı zehri enjekte edilerek(apipunktur), lazer enerjisiyle, baskı uygulanarak uyarılabilir. Pek çok hastalığın tedavisinde akupunktur faydalıdır. Sıgara bırakma, obezite, şeker , tansiyon, guatr hastalıklarında; bel, diz ağrılarında, migren tedavisinde başarılı neticeler alınmaktadır. Yüz ve boyun cilt kırışıklığında güzel neticeler alınmaktadır. Hastalığın süresine bağlı olarak tedavi uzayabilir. Genel olarak haftada iki gün, 12 seans planlanmaktadır. Hastalığın durumuna göre sonrasında seyrekleştirilerek devam edilir. Kulak akupunkturunda, bazı hastalıkları tedavi için 10 gün kadar kalabilen küçük kalıcı iğneler bırakılabilir. Tedavi boyunca ilgili uzman doktorunun tedavisi kesilmez. Uyum içerisinde birlikte devam edilebilir.

tarihinde yayınlandı

APİTERAPİ

APİTERAPİ

Arı ve arı ürünleriyle insanları tedavi yöntemidir. Binlerce yıldır bal arılarının ürünlerini gıda olarak yemekteyiz. Bal, polen, arı sütü, arı ekmeği çok zengin besinlerdir. Propolis, arı zehri, kovan havası, arı larvası son yıllarda daha iyi tanınmış diğer ürünlerdir.

Bal içerdiği enzimler, fenolik bileşiklerle diğer karbonhidratlardan ayrılmaktadır. Bal arılarının tarihi insanlık tarihinden daha eskilere dayanmaktadır. Tarih boyunca insanlar tarafından tercih edilen bir gıdadır. Son yıllarda şeker hastalığı artmasından; glikoz şurupları, işlenmiş unlu mamuller bundan sorumludur. Bu nedenle karbonhidratı az yemeliyiz. Bal diğer karbonhidratlarla aynı değerlendirmek doğru olmaz. Bal kararında tercih edebileceğimiz kıymetli bir gıdadır.

Şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, obezite birlikte kol kola gezen hastalıklardır. Birisi erken, diğeri arkasından gelir. Temelde vücudumuzdaki enflamasyonun(iltihabi durum) artışı bunlarla çok ilgilidir. Kanser, otoimmün kronik hastalıklar daha sonra gelişebilir. Sağlıklıyken beslenmemizde yapacağımız düzenleme bu kısır döngüyü kırabilir. Hazır, paketlenmiş gıdaları; şekerli unlu yiyecekleri az yemeliyiz. Soframızda sebze, et, yumurta, zeytinyağı, balık daha çok bulunmalıdır. Bal arılarının bizim için doğadan topladığı polen, arı ekmeği, arı sütü mutlaka değerlendirilmelidir. Beslenme alışkanlıklarımızı düzenlemek için doğru bilgilere ulaşabilmeliyiz. Yaşadığımız bilgi çağı, maalesef çoğu zaman bilgi çöplüğüdür. Tüketim toplumunu etkileyen reklamlardan, medyatik sağlık programlarından uzak tarafsız bilgiler, bunun başlangıcı olacaktır. Bu bilgiler soframızı değiştirdiği gibi çocuklarımıza da örnek olacaktır. Hazır endüstriyel gıdaların reklamını gün boyunca yüzlerce kez görürüz. Çocuklarımız bunları yemeleri için oyuncaklar, hediyelerle özendirilir. Gerçek gıdaların hiçbir reklamı, tanıtımı yapılmaz. Bu durum bilinçli anne babalara önemli görevler vermektedir.

Arı poleni çiçekli bitkilerden gelen besleyici değeri çok yüksek bir gıdadır. Amino asitler, vitaminler, mineraller, fenolik bileşikler içerir. İçerdiği her bir maddenin onlarca piyasa isimli formu eczane raflarında yer almaktadır. Polen adeta gıda katkı maddesi üretenlere, bir kaynak niteliği taşımaktadır. Her bir esansiyel amino asit, vitamin, mineral tek tek kutulara konmuş halde eczanelerde satılmaktadır. Bal arıları ömürleri boyunca sadece polen ve balla beslenirler. Polen son derece dengeli bir gıdadır. Bir erişkin günde bir yemek kaşığı; çocuk tatlı kaşığı yenilebilir. Bir hastalığı tedavi etmekten ziyade, vücudun ihtiyacını vermiş olursunuz. Bedenimizin atmaya çalıştığı zararlı maddeleri(çöpleri) yemezsek; asıl beslenme devrimini, sağlık devrimini başlatmış oluruz.

Arı ekmeği; peteklerin içerisine balla karıştırıp, fermente edilerek konmuş polendir. Probiyotik özelliği yüksektir. İnsanların barsaklarında 2,5 kg bakteri yaşar. Bizim beslenme davranışımızda bu bakterilerin etkisi vardır. Bu bakterilerin bir kısmı faydalı, bir kısmı zararlıdır. Zararlılar barsakta enflamasyonu artırıp, zararlı maddelerin kana geçmesine neden olur. Faydalı maddelerin sindirilmeden atılmasına neden olur. Probiyotikten zengin gıdalar, faydalı bakteri dengesini sağlar. Arı ekmeği, polen, ev yapımı kefir, sirke, turşu, yoğurt barsaklarımıza fayda sağlar. Bunların hepsini yememiz şart değildir. Ancak çoğumuz hiç birini yemiyoruz. En azından değiştirerek birini yiyelim. Eczanelerde probiyotik ürünler satılmaktadır. Antibiyotik kullanımı sonrası değerlendirilebilir. Dünyada artık mikrobiyata transferi yapılmaktadır.

Arı sütü bal arılarının bizlere sunduğu en kıymetli gıdadır. Kralların, kraliçelerin yediği besindir. Ana arı larva dönemi boyunca ve sonrasındaki hayatı boyunca arı sütü yer. Aynı genetik yapıdaki işçi arı en çok 3 ay yaşarken, ana arı 7 yıla kadar yaşayabilir. Bir günde kendi ağırlığının iki katı yumurtlayabilir. Böyle bir üretim hayret vericidir. Sebebi arı sütü yemesindedir. Sağlıklı bir insan günde 500 mg arı sütü yiyebilir. Çocuklar 50-300mg yiyebilir. Rahatsızlık durumlarında geçici olarak miktarı artırılır. Karaciğer, böbrek, testisler, akciğere zarar verecek madde ve ilaçlarla yapılmış onlarca deneysel çalışma vardır. Arı sütü bu maddelerin dokulara verdiği zararı düzeltmiştir. Pandemi döneminde aklımızda olması gereken gıdalardan biridir. Virüs özellikle akciğerlerimize zarar vermektedir. Akciğer tutulumunun olduğu dönemde doktorunuza danışarak günde 6-8 gr kadar arı sütü yenilebilir.

Propolis zengin bir anti oksidan üründür. Tıbbi bitkiler; bitkilerden elde edilen reçine veya özler anti oksidan özellikleriyle kıymet taşımaktadır. Bu ürünler vücudun dengesini sağlamada, bağışıklıkta değer taşırlar. Modern hayatın getirdiği bozuk beslenme, stresli hayat anti oksidan gıdaları gerekli kılmaktadır. Propolis bunların içerisinde en zengin anti oksidandır. Uygun miktarda kullanılabilir.

Arı larvası zengin içerikli bir gıdadır. Kısırlık, menopoz, beslenme bozuklukları, iktidarsızlıkta yenilebilir. Rusya, Romanya, Çin’de çok iyi bilinmekte ve faydalanılmaktadır. Liyofilizasyon dediğimiz yöntemle; soğukta kurutup, bala karıştırıyoruz.

Apipunktur arı zehrinin insan vücudundaki akupunktur noktalarına uygulanmasıdır. Bunu canlı arıyla ya da enjektörle yapabiliriz. Kore’de apitoksin adıyla ampul formu üretilmektedir. Farklı konsantrasyondaki bu ampullerden çekilen arı zehri uygun noktalara enjekte edilmektedir. Türkiye’de henüz bu formu üretilmemiştir. Bursa GETAT merkezimizde bu tedaviyi uygulamaktayız. Diz, bel ağrıları, romatizma, ankilozan spondilit, MS hastalıklarında tercih edilmektedir. Akupunktur ve hormesis felsefesiyle çalışmaktadır.

tarihinde yayınlandı

APİPUNKTUR

Apipunktur bal arısı zehriyle tedavi uygulamasıdır. Vücuttaki uygun akupunktur noktalarına arı zehri uygulanır. Canlı arıya sokturarak ya da ampul formu enjekte edilerek yapılır. Öncesinde alerji için kan tetkiki gerekir. Kişinin alerjisi yoksa uygulama yapılır. Alerji riskine karşı hastanede doktor tarafından yapılmalıdır. Çin, İsrail, Ukrayna, Kore, Arjantin gibi ülkelerde uzun zamandan beri yapılmaktadır. Bel ağrıları, romatizmal hastalıklar, multipl skleroz, ankilozanspondilit, Parkinson gibi hastalıklarda kullanılmaktadır.

tarihinde yayınlandı

Fitoterapi Nedir?

Tıbbi aromatik bitkilerin sağlık için kullanılmasıdır. Anadolu bitki örtüsü açısından çok şanslıdır. Çin’de halen yoğun olarak tedavi amaçlı bitki kullanılmaktadır. 2014 yılında Sağlık bakanlığımızın düzenlediği tamamlayıcı tıp yönetmeliği bu tedaviyi uygulamaya tıp doktorlarını yetkili kılmıştır. Tamamlayıcı tıp alanında pek çok Dr, profesör ünvanları kullanılmaktadır. Ancak tabipler (tıp doktorları) kanunla yetkili kılınmıştır.

Bakanlığımız tamamlayıcı tıp alanındaki uygulamaların denetimini yapabilmek; hizmetin kalitesini artırabilmek için bu düzenlemeyi yapmıştır. Anadolu’nun zengin bitki örtüsünden elde edilecek katma değeri yüksek, gıda katkı malzemeleri, bitki özleri, ekstraktlar ülke ekonomisine ayrıca katkı sağlayacaktır.

Fitoterapi alanında yapılan bilimsel çalışmaların çoğunda, tıbbi bitkilerin antioksidan özellikleri vurgulanmıştır. Bu etki mekanizmasıyla enflamasyon, enfeksiyon, kanser hücre kültürleri, mikroplar üzerine etkinlikleri araştırılmıştır. İnsan üzerinde yeterince denenmiş olanlar; farmakopelerde, monograflarda yerini almıştır.

Ülkemizde tıbbi bitkilerin halka sunumu aktarlar tarafından yapılmaktadır. Bu ürünleri kullanan yoğun bir grup vardır. Ürünlere başlamadan doktoruna danışması; kullanıyorsa söylemesi uygun olur. Bitkilerin ilaçlarla etkileşimi olacaktır. Bazı laboratuvar tetkikleriyle olumlu ya da olumsuz etkilerinin takip edilmesi gerekir.

Fitoterapi sertifikalı eğitimini aldıktan sonra kendi tıbbi aromatik bitki bahçemizi yaptık. Bu bahçede farlı bitkilerden yetiştiriyoruz. İşin mutfağında olmanın avantajlarını yaşıyoruz. Kaliteli, tahşişten uzak, organik koşullarda ürettiğimiz ürünleri paylaşmaktan mutluyuz.

Fitoterapi bitkiler, bitkisel tıbbi ürünler; bitkisel ilaçlarla yapılan tedavi yöntemidir. Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek; hastalıktan korumak, tedaviye yardımcı olmak amacıyla bitkiler kullanılır. Bitkilerin tedavi amacıyla M.Ö. 50.000 (yontma taş devrin)den beri kullanıldığı bilinmektedir. Arkeolojik kalıntılar, kitabelerde bilgi bulunmaktadır. 19. yüzyılda modern bilime uygun incelemeler artmıştır. Bitkilerin tamamı ya da bir kısmını yerine göre kullanırız. Kök, yumru, soğan, kabuk, odun, yaprak, meyve, tohum gibi kısımlar bitkiye ve hastalığa göre tercih edilir. İşlem yapılarak zamk, reçine kısmı elde edilebilir. Sadece etken maddeyi ayırabiliriz. Tentür, şurup, ekstre gibi ürünler elde edilebilir. En yaygın demleme (infüzyon) yöntemi kullanılmaktadır. Kök, kabuk, sert meyve, tohum kaynatılabilir(dekoksiyon). Şeker, tansiyon, kolesterol yüksekliği, damar hastalıkları, mide rahatsızlıkları, hasımsızlık, psikolojik rahatsızlıklar, infertilite gibi neredeyse tıbbın her alanında kullanımı vardır. İlaçlarla etkileşimine dikkat edilmelidir. Modern tıbbın ilaçları, tedavi yöntemleriyle uyum içinde uygulanması gerekir. Hastanın alanında uzman doktoruyla iş birliği, diyalog halinde yapılması gerekir. Yeterli klinik deney yapılmamış, toksisite testleri yapılmamış, uzun süredir halk arasında güvenli; etkili kullanımı bilinmeyen bitkilerlerden uzak durmak gerekir. İşinin ehli fitoterapi hekimlerine danışmak gerekir. Çoğu bitkisel ürün ‘’gıda takviyesi’’ sınıfına dahil edilip; Tarım Bakanlığı izniyle ithal edilmekte ya da yurt içinde üretilmektedir. Son yıllarda Sağlık Bakanlığı onaylı ürünler eczanelerde yer almaya başlamıştır. Sağlık Bakanlığı’mızın 2014 yılında çıkardığı geleneksel ve tamamlayıcı tıp yönetmeliği bu alanda; otorite ve etkinliğini artırmıştır. Kısa sürede daha yaygın ve güvenilir ürünler, klinikler gelişecektir.