tarihinde yayınlandı

Arı Poleni

 

Bal arıları nasıl beslenir? Bal arıları sadece polen, bal, su ile beslenir.  Polenin içerisinde arının ihtiyacı olan tüm amino asitler, vitaminler ve mineraller bulunur. İnsan sağlığı için de bu maddeler çok önemlidir. Bir makine düşünelim. Bu makinenin içindeki küçük dişli çarklardan biri dahi bozulsa; makine çalışamaz. Bu maddeler de insan vücudu için bir dişli çark gibi görev yapar. Küçük ama önemi büyüktür. Bu maddelerin kaynağı olan pek çok gıda vardır. Topraklarımızın zayıflaması, gıda üretim tekniklerinin değişmesi gıdaları bu maddelerden yoksun bırakmıştır. Arı poleni bu temel gıda maddelerince zengindir. Kitabın farklı yerlerinde arı poleninin içeriğinden söz edilmektedir. Her bir esansiyel amino asidi google arama motoruna yazarsanız; eczanelerde satılan yüzlerce ek gıda ilacı karşınıza çıkar. Aynı işlemi polende bulunan, her bir vitamin için yapınız. Tüm vitaminlerden yüzlerce ticari preparat görürsünüz. Minerallerde de aynı durum geçerlidir.

Eczaneden alacağınız bir iki vitamin ve mineral dengeli beslenme için gerekli alt yapıyı sağlamayabilir. Polen, oldukça dengeli bir şekilde bu maddeleri içerir. Sağlıklı olabilmemiz için bunların hepsine kararında ihtiyaç vardır. Bir erişkin günde bir çorba kaşığı polen yiyerek bu ihtiyacını karşılayabilir. Çocuklar günde bir tatlı kaşığı yiyebilir. Kuru polen yiyecekseniz; birkaç saat önceden soğuk suda ıslatmanız iyi olur. Kuru poleni öğütebilirsiniz. Bu şekilde sindirilmesi daha kolay olur. Direk yenilebildiği gibi bala, yoğurda, soğuk ya da ılık suya karıştırarak da yenilebilir. Arı poleni, bilimsel yayınlarda muhteşem gıda olarak adlandırılmaktadır{Bogdanov, 2011 #1174}.

ARI POLENİ KISIRLIK İÇİN FAYDALI MIDIR?

Arı poleni erkek ve kadınların kısırlık tedavisine katkı sağlar{Abdelnour, 2019 #67}. Polikistik over sendromu kadınlarda görülen bir hastalıktır. Deney hayvanları üzerinde yapılan bir çalışmada arı poleninin faydası gösterilmiştir {Naseri, 2021 #1513}. Erkeklerde sperm sayısını ve hareketliliğini artırır. Diyabet geliştirilen sıçanlarda arı poleni ve hurma poleni hormonal durumu; testis hasarını düzelmekte faydalı bulunmuştur{Mohamed, 2018 #204}. Kadınlarda yumurta kalitesini ve sayısını artırır. Arı poleninin, kanserde kullanılan kemoterapi ilaçlarının; testislere verdiği zararı azalttığı gösteren hayvan çalışmaları vardır.

POLEN OSTEOPOROZDA FAYDALI MIDIR?

Kemik erimesinde faydalıdır. Overleri alınmış deney hayvanlarına polen yedirilerek; kemik erimesi önlenmiştir{Yamaguchi, 2007 #763}.

POLEN KANSERDE FAYDALI MIDIR?

Anti hormonal tedavi gören meme kanseri hastalarında sıcak basması, gece terlemesi, cinsel ilişki sırasında ağrı, saç dökülmesi, unutkanlık, depresyon ve uyku bozuklukları sık görülen sorunlardır. Tamoksifen ve aromataz inhibitörleri alan meme kanseri hastalarında; arı poleninin menopoz semptomlarını hafiflettiği görülmüştür{Münstedt, 2015 #1193}.

POLEN KRONİK HASTALIKLARDA FAYDALI MIDIR?

Kronik hastalığı olan insanların arı poleni yemesi fayda sağlar. Arı poleni, arı ekmeği ve propolisin anti enflamuar etkinlikleri vardır{Kosedag, 2023 #1809}. Tüm kronik hastalıklarda enflamasyon artmıştır. Bu durumlarda enflamasyona engel olan tüm uygulamalar tedaviye katkı sağlar.

POLEN İYİ HUYLU PROSTAT BÜYÜMESİNDE(BPH) FAYDALI MIDIR?

İyi huylu prostat büyümesinde faydalıdır. Hafif veya orta derecede belirti veren prostat büyümelerinde yenilmesi fayda sağlar{MURAKAMI, 2008 #1194}. Prostat 50 yaşından sonra erkeklerde büyüyen bir bezedir. İdrar kanalını daraltarak zor idrar yapmaya sebep olur. Geceleri idrara kalkma, kesik kesik, zor işemeye belirtileri vardır. Muayene ve kan tetkikleriyle iyi huylu olduğuna karar verilir. Elli yaşından sonra erkeklerin her yıl prostat için kontrol olması gerekir. Şikayetler hafif derecedeyse arı poleni yenilmesi çoğu zaman yeterli olur. İlaç başlansa bile arı poleni ilaca ek olarak; yanında yenilebilir.

POLEN ALERJİDE FAYDALI MIDIR?

Polen, alerji tedavisine katkı sağlar. Yapılan hayvan deneyleri, arı poleninin alerjide fayda sağlayabileceğini göstermektedir{Medeiros, 2008 #740}. Polen alerjisi olarak bilinen durumlardaki polen ile arı poleni birbirinden farklıdır. Alerjik polenler hafif ve havada uçarlar.

POLEN KARACİĞERE FAYDALI MIDIR?

Deney hayvanlarında karaciğerde hasarı oluşturularak bir çalışma yapılmıştır. Polen karaciğerdeki bu hasarı önlemede etkin bulunmuştur {Mohamed, 2021 #1453}.

Deney hayvanlarında kalp krizi oluşturarak; yapılan bir çalışmada polenin kalbi koruyucu etkinliği gösterilmiştir {Shen, 2019 #66}.

Polenin bakteriler üzerine etkinliği laboratuvar deneyleriyle kanıtlanmıştır{Pelka, 2022 #1618}. Otizm geliştirilen deney hayvanlarında arı poleni ve probiyotiklerin faydalı olduğu gösterilmiştir{Alghamdi, 2022 #1650}. Arı poleni barsaklardaki faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlar.

Polen detoks dediğimiz; vücudumuzu zararlı maddelerden arındırma durumlarında faydalanabileceğimiz fonksiyonel bir gıdadır {Al-Daihan, 2020 #1405}. Polen ince barsaklarda tamir edici etki gösterir. Gıdaların daha iyi sindirilmesi mümkün olur {Hajkova, 2014 #275}.

Çin ve Avrupa’da prostat tedavisi için polenle geliştirilen ürünlere, patentler alınmıştır. Çin’de şeker hastalığı, bağışıklık, kozmetik için geliştirilmiş; anti bakteriel, anti viral, gıda koruyucu polen içeren pek çok ürüne patentler alınmıştır {Algethami, 2022 #1639}. Arı poleni tıbbi bitkilerle karıştırılarak; patenti alınan bu ürünler geliştirilmiştir.

POLENİN ZARARI VAR MIDIR?

Tüm gıdalara karşı olabileceği gibi arı polenine karşı da insanın alerjisi olabilir. İlk defa yenilecekse cilde sürülmesi; herhangi bir kızarıklık, alerji belirtisi yoksa; çok az yenilmesi uygundur. Sonraki günlerde kademeli olarak yenilen miktar artırılır. Aslında ilk kez yenilecek, tüm arı ürünlerinde böyle davranmak gerekir. Yani tavsiye edilen günlük miktara ilk günden başlanmamalıdır.

Yaş polen, yiyecek kişiye ulaşana kadar soğuk zincire dikkat edilmelidir. Aldığınız yaş poleni saklama kutularında derin dondurucuda muhafaza ediniz. Her gün üzerinden kaşıkla alabilirsiniz. Polen kum gibi yapışmadan kalır. Kovan altındaki polen tavaları küf yapmayacak şekilde tasarlanmalıdır. Pas tutmayan tel tavalar kullanılabilir. Alttan hava almıyorsa polen rutubetini emecek kalın kumaş konulabilir. Günlük polen toplanıp, hafif kurutulduktan sonra derin dondurucuya konmalıdır. Yenilene kadar derin dondurucuda muhafaza edilmesi gerekir. Çünkü yaş polen küf üremesine uygun bir gıdadır {Kostic, 2017 #297}. Küflerdeki aflatoxin, mikotoksin karaciğere zarar verebilir. Gıda kodekslerinde bu maddelere az oranda izin verilir. Fazlası zarar verir.  Küflendikten sonra kurutulmasının bir anlamı yoktur. Soğuk zincir sağlanamayacaksa günlük tam kurutularak oda sıcaklığında saklanabilir.

Bazı bitkilerden gelen polen sağlık için uygun değildir. Pirrolizidin alkaloid oranı yüksek bazı polenler de karaciğere zarar verebilir {Boppre, 2008 #744}.

Bogdanov, S. (2011). “The Bee Pollen Book.” Bulgaria: Bee Product Science.

Abdelnour, S. A., et al. (2019). “Beneficial impacts of bee pollen in animal production, reproduction and health.” Journal of Animal Physiology and Animal Nutrition 103(2): 477-484.

Naseri, L., et al. (2021). “Potential Therapeutic Effect of Bee Pollen and Metformin Combination on Testosterone and Estradiol Levels, Apoptotic Markers and Total Antioxidant Capacity in A Rat Model of Polycystic Ovary Syndrome.” International Journal of Fertility & Sterility 15(2): 101-107.

Mohamed, N. A., et al. (2018). “Ameliorative effects of bee pollen and date palm pollen on the glycemic state and male sexual dysfunctions in streptozotocin-Induced diabetic wistar rats.” Biomedicine & Pharmacotherapy 97: 9-18.

Yamaguchi, M., et al. (2007). “Preventive effects of bee pollen Cistus ladaniferus extract on bone loss in ovariectomized rats in vivo.” Journal of Health Science 53(5): 571-575.

Münstedt, K., et al. (2015). “Bee pollen and honey for the alleviation of hot flushes and other menopausal symptoms in breast cancer patients.” Molecular and Clinical Oncology 3(4): 869-874.

Kosedag, M. and M. Gulaboglu (2023). “Pollen and bee bread expressed highest anti-inflammatory activities among bee products in chronic inflammation: an experimental study with cotton pellet granuloma in rats.” Inflammopharmacology 31(4): 1967-1975.

MURAKAMI, M., et al. (2008). “Beneficial Effect of Honeybee-collected Pollen Lump Extract on Benign Prostatic Hyperplasia (BPH)—A Double-blind, Placebo-controlled Clinical Trial—.” Food science and technology research 14(3): 306-310.

 

Medeiros, K. C. P., et al. (2008). “Anti-allergic effect of bee pollen phenolic extract and myricetin in ovalbumin-sensitized mice.” Journal of Ethnopharmacology 119(1): 41-46.

Mohamed, A. E., et al. (2021). “Potential therapeutic effect of thymoquinone and/or bee pollen on fluvastatin-induced hepatitis in rats.” Scientific Reports 11(1).

Shen, Z. H., et al. (2019). “Antioxidative and Cardioprotective Effects of Schisandra chinensis Bee Pollen Extract on Isoprenaline-Induced Myocardial Infarction in Rats.” Molecules 24(6).

Pelka, K., et al. (2022). “Glucose oxidase as an important yet overlooked factor determining the antibacterial activity of bee pollen and bee bread.” European Food Research and Technology 248(12): 2929-2939.

Alghamdi, M. A., et al. (2022). “Bee Pollen and Probiotics May Alter Brain Neuropeptide Levels in a Rodent Model of Autism Spectrum Disorders.” Metabolites 12(6).

Al-Daihan, S., et al. (2020). “Prenatal Bee Pollen Treatment Improves the Neurotoxicity in Newborn Rats during Chronic Fluoride Exposure in Relation to Propionic Acid-Induced Rodent Models of Autism.” Fluoride 53(1): 11-22.

Hajkova, Z., et al. (2014). “The effect of bee pollen consumption on functional morphology of small intestine of rats.” Mendelnet 2014: 138-142.

Algethami, J. S., et al. (2022). “Bee Pollen: Clinical Trials and Patent Applications.” Nutrients 14(14).

Kostic, A. Z., et al. (2017). “Mold/aflatoxin contamination of honey bee collected pollen from different Serbian regions.” Journal of Apicultural Research 56(1): 13-20.

Boppre, M., et al. (2008). “Hepatotoxic pyrrolizidine alkaloids in pollen and drying-related implications for commercial processing of bee pollen.” Journal of Agricultural and Food Chemistry 56(14): 5662-5672.

 

tarihinde yayınlandı

Ana Arı Nedir?

Arı ömrünün çok kısa oluşu, doğadaki kaynakların zamanında ve en iyi şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Polen kaynaklarının bol olduğu ilkbahar aylarında koloni gelişmesini tamamlayabilmeli, nektar akış döneminde de yeterli bal toplayabilmelidir. Verimli ve kazançlı bir arıcılık için oluşması gereken bu şartlar direkt olarak koloninin sahip olduğu ana arının genetik ve fiziksel özelliklerine bağlıdır.

On binlerce işçi arı ve gerektiği kadar erkek arı bulunan kolonide tek başına bulunan ana arı, koloninin bütün gelişme ve verimliliğine yön verir. Bu nedenle ana arı yetiştiriciliği ve kullanımı teknik arıcılıkta büyük önem taşır. Yetiştirilsin veya satın alınsın, kolonide genç ve kaliteli ana arı bulundurulması ve bunun sonucunda güçlü kolonilerle çalışılması ekonomik arıcılık için bir zorunluluktur.

 

Ana Arının Kalitesine Etki Eden Faktörler

Aynı arılıkta tutulan aynı ırka mensup koloniler eşit koşullarda aynı performansı göstermeyebilirler. Bu durumda verimsiz olan koloniler herhangi bir hastalık taşımıyorlarsa verimsizliğin nedeni doğrudan ana arı ile ilgilidir. Bu durumda ana arı ya yaşlı ya da kalitesizdir. Ana arı yetiştiriciliğinde kaliteli ana arı elde edilebilmesi için aşağıdaki kurallara dikkat edilmesi gerekir.

1- Larva Yaşı

Döllü yumurtadan oluşan ana arı ve işçi arı birbirinden çok farklı özellikler gösterirler. Bunun tek nedeni ana arı olacak larvanın işçi arı olacak larvaya göre daha ilk andan itibaren sürekli daha zengin ve daha sık arı sütü ile beslenmesidir. Bu nedenle transfer edilecek larvanın mümkün olduğunca genç olması, başka bir ifadeyle işçi arı olmaya yönelik beslenmemiş olması gerekmektedir. Larvanın yaşı büyüdükçe ana arının kalitesi düşmektedir. 12-24 saatlik larvalar transfer için en uygun larvalardır. 24 saatten daha yaşlı larvaların transfer edilmesi durumunda ana arının kalitesi yanında larva kabul oranı da düşmektedir.

2-Başlatıcı ve Bitirici Kolonilerin Durumu

Ana arı yetiştiriciliğinde kullanılan başlatıcı ve bitirici koloniler yeterince güçlü olmalı, bol miktarda arı sütü salgılayacak genç işçi arı ve polen içermelidir. Polen, genç işçi arıların arı sütü üretebilmeleri için gerekli maddedir.

 3-Yetiştirme ve Çiftleşme Dönemi

Ana arının ilkbaharla sonbahar arasındaki dönemde yetiştirilebilmesine karşın, en uygun dönem, nektar ve polen üretiminin en bol olduğu zamandır. Ana arının üretildiği dönemde nektar ve polen üretiminin yeterli ve dengeli olması; ana arı hücrelerine daha bol arı sütü bırakılmasına ve oğul dönemi devam ettiği için doğal çoğalma içgüdüsünün değerlendirilmesine neden olur. Ayrıca, bu dönemde erkek arıların aktif ve bol oluşları iyi bir fırsattır.

Ana Arı Üretimi

Ana arı üretimi, üretimle ilgili işlerin sırasıyla ve zamanında yapılmasını gerektirir. Başlatıcı kolonilerin hazırlanmasından itibaren yumurtlamaya başlayan bir ana arının üretimi yaklaşık 1 aylık bir zaman gerektirir. Ana arı üretim kapasitesini etkileyen en önemli faktör çiftleştirme kutularının sayısıdır. Mayıs-Eylül ayları arasındaki üretim döneminde her bir çiftleştirme kutusu için 4-5 adet ana arı üretilebilir. Örneğin 100 adet çiftleştirme kutusuna sahip ticari ana arı üretim işletmesi 1 yılı kapsayan üretim döneminde 400-500 adet ana arı üretip satabilir. Bu sayıya ulaşabilmek için aşağıda verilen işlerin aksatılmadan yapılması zorunludur. Ana arı üretimi zor bir iş olmamakla birlikte plan ve program gerektiren bir iştir

 1-Damızlıkların Seçimi ve Hazırlanması

Damızlık olarak kullanılacak ana arılar, ait olduğu ırkın tüm özelliklerini belirgin bir şekilde göstermeli ve gerekli seleksiyon aşamalarından geçmiş olmalıdırlar. Ticari ana arı üretimi yapan kuruluşlar, üretimlerini damızlık değeri taşıyan ve nesilleri test edilmiş, tercihen damızlık sertifikası almış ana arılardan yapmalıdırlar. Sertifikalı damızlık ana arılar, ya yapay tohumlanmış ya da izole çiftleştirme alanlarında çiftleştirilmiş olmalıdır. Arıcı şartlarında damızlık koloni temin edilemediği taktirde en basit olarak; ilkbahar gelişme hızı yüksek, önceki yıllarda en çok balı üreten, oğul vermeyen, hiçbir zaman hastalığa yakalanmamış, sakin ve uysal mizaçlı koloniler damızlık olarak kullanılabilir. Damızlık kolonilere, transferden 4-5 gün önce uygun renkte kabarmış petek verilerek aşılamanın yapılacağı gün istenen yaşta larva bulunması sağlanır.

2-Başlatıcı kolonileri Hazırlanması

En az 15 arılı çerçeveye ulaşan iyi gelişme göstermiş koloniler seçilir. Bunların ana arısı, transferden 4-5 gün önce alınıp ana arısız bırakılır. Larva transferinin yapılacağı günün sabahında fazla çerçeveler çıkartılıp kolonideki arı yoğunluğu artırılır, kolonide üretilen doğal ana arı hücreleri bozulur ve çerçeve düzenlemesi yapılır. Bu koloniler, üretimde kullanıldığı sürece sürekli şurupla beslenir, genç işçi arı veya çıkmak üzere olan kapalı yavru ile takviye edilir. Başlatıcı koloni olarak, bol miktarda genç işçi arıların toplandığı polen ve bal bulunduran 2-3 petekli bir oğul kutusu da kullanılabilir.

3-Temel Ana Arı Yüksüklerin Hazırlanması

Teknik ana arı yetiştiriciliğinde larvaların yerleştirileceği temel ana arı hücreleri (yüksük) saf bal mumundan yapay olarak hazırlanmaktadır. Parlak renkte, kokusuz saf bal mumu çift cidarlı eritme kabında eritilir. Su içerisinde bekletilerek suya doyurulmuş yüksük kalıbı önce suya sonra erimiş bal mumuna ve sonra tekrar suya batırılarak elde edilen yüksükler bir çıta üzerine erimiş balmumu yardımıyla monte edilir. Elde edilen yüksükler 10-11 mm derinlikte ve 9-10 mm çapında olmalıdır. Çıtada 15-20 adet yüksük bulunur ve bu çıtalardan bir çerçeveye üç adet takılarak bu iş için özel hazırlanmış olan bir çerçevede 45-60 adet yüksük bulunması sağlanır. Ana arı üretiminde saf balmumundan yapılmış temel yüksükler kullanıldığı gibi bu amaç için üretilmiş plastik olanlar da kullanılabilir.  Resim 14. Larva transferi için üretilmiş ve bir çıtaya dizilmiş yapay temel ana arı yüksükleri

Larva Transferi Damızlık kovandan, 6-12 saat yaşlı larvalı çerçeve seçilir. Bir fırça yardımı ile arıları kovan içerisine dökülerek temizlenir. Çerçevenin şiddetle silkelenmesi durumunda günlük balın larva üzerine akmasına neden olunacağından bu işlemden kaçınılmalıdır.Seçilen çerçeve rüzgar ve direkt güneş ışınlarından korunarak kısa sürede aşılama yerine (transfer odasına) getirilir. Transfer odası kovan içi şartlarına benzer olarak 30-33 oC ısı ve %60-70 nem içermelidir. Uygun yaşlı larvalar, hücrelerden transfer kaşıkçığı yardımıyla alınır ve önceden hazırlanmış olan yapay yüksüklere yerleştirilir. Bu işlemi yaparken dikkat edilecek en önemli husus, larvanın zedelenmeden alınıp yüksüğe bırakılmasıdır.

Larva transferi zor bir işlem gibi görünse de bu konuda çalışan kişiler zamanla tecrübe kazanarak bu işlemi kolaylıkla yapabilirler. Böylece hem larva tutma oranlarında artış sağlarlar hem de belirli bir sürede daha çok sayıda aşılama yapma melekesi kazanırlar. Ayrıca, özellikle başlatıcı kolonilerin ilk kullanım dönemlerinde, yapay yüksüklerin bu kolonilerde bir gün süreyle bekletilmesi ve aşılama öncesi yüksüklere sulandırılmış taze arı sütü uygulaması tutma oranlarını olumlu yönde etkilemektedir.

Aşılı Yüksüklerin Başlatıcı Kolonilere Verilmesi

Bir başlatıcı koloniye verilecek 45-60 adet larva transferi tamamlandığında aşılı yüksükler bekletilmeden başlatıcı kolonilere verilir. Larva transferinden 4-5 gün önce ana arısı alınmış ve birkaç saat önce de çerçeve düzenlemesi yapılmış başlatıcı kolonide, larva transfer edilen çerçeve, bir yanında açık yavrulu diğer yanında polenli iki çerçeve arasında koloninin ortasına verilir. Başlatıcı kolonideki diğer açık yavrulu petekler transfer edilen larvaların daha iyi bakılabilmesi için çıkartılmış olmalıdır. Bu kolonideki polenli petekler genç işçi arıların arı sütü üretebilmeleri, açık yavrulu petek de genç işçi arıların larva transferi yapılan çerçevenin konulduğu yere toplanmaları için gereklidir. Başlatıcı kolonideki diğer çerçeveler ise kapalı yavrulu, ballı ve polenli olmalıdır. Sürekli üretimlerde her larva transferinden önce bu düzen sağlanmalıdır.

Başlatıcı kolonideki genç işçi arının bolluğu ve çerçeve düzeni hem larva tutma oranını hem de üretilecek ana arı kalitesini doğrudan etkiler. Ayrıca, sürekli üretimlerde kolonide genç işçi arı populasyonunun devamı için 5-6 günde bir kolonideki ilk düzenin sağlanması yönünden yeni çerçeveler verilip amaç dışı kalan fazla çerçeveler çıkarılmalıdır.

Bitirici Kolonilerin Hazırlanması ve Kullanılması

Aşılı yüksükler, çiftleştirme kolonilerine dağıtılacağı güne kadar başlatıcı kolonilerde tutulabilirler. Ancak bu, büyük çapta üretim yapılan işletmelerde ekonomik olmayacağı gibi uzun süreli kullanımlarda yetiştirilen ana arının kalitesini de olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle sürekli ana arı üretimi için başlatıcı kolonilerde kabulü sağlanan ana arı hücreleri, başlatıcı koloniye verilişinden 1-2 gün sonra, ana arısı ızgara ile kuluçkalığa hapsedilmiş 16-18 arılı çerçeveli güçlü kolonilerin üst katına aktarılır. Bu katta ballı, bol miktarda genç işçi arı, polenli ve kapalı yavrulu çerçeveler bulunmalıdır. Her hafta alt katla üst kat arasında düzen sağlama açısından çerçeve değiştirmesi yapılmalıdır. Başlangıç kolonisinde bitirici koloniye aktarılan transfer çerçevesinin yerine yenisi konur ve üretim süreklilik kazanır. Bitirici kolonilere aktarılan larvaların bu dönemden sonraki beslenme ve bakımları bu kolonilerde sağlanır.

Çiftleştirme Kutularının Hazırlanması ve Kullanılması

Transferden sonraki 10. günde kapalı durumdaki ana arı hücreleri bulundukları çıtalardan ayrılarak 1 gün önceden hazırlanmış çiftleştirme kolonilere dağıtılırlar. Çiftleştirme kolonilerinin oluşumunda farklı kovan tipleri kullanılmaktadır. Bunlar standart kovanların üçe-dörde bölünmüş olanları veya ahşap ya da tecritli malzemeden yapılan küçük çiftleştirme kutularıdır. Çevreyi tanıma ve çiftleşme uçuşundan dönen ana arıların kendi kutularına dönebilmeleri için bu kutuların giriş delikleri farklı yönlere bakmalı ve geniş bir alana yerleştirilmelidirler. Ana arıya işaret olması yönünden çiftleştirme kutularının ön tarafları farklı şekillerde farklı renklerle boyanır. Üretim sezonunun başlangıcında oluşturulan bu çiftleştirme kolonilerinin sürekliliği her bir ana arının ürettiği yavrularla sağlanır ve böylece bütün sezon boyunca kullanılabilirler.

Çiftleşme sonrası yumurtlamaya başlayan ana arı, ilk işçi arı yavru gözleri kapanana kadar 2-3 haftalık süre ile çiftleştirme kolonisinde yumurtlamaya devam ettirilir. Bu süre sonunda ana arılar satılarak bunların yerine çıkmak üzere olan yeni ana arı hücreleri verilir. Ana arı hücrelerinin bulundukları çıtalardan alınmasında ve dağıtılmasında dikkatli davranılmalı, hücreler bu işlemler sırasında çıtadaki konumunda dağıtılmalı ve ters çevrilmemelidir. Ana arı hücrelerinin çiftleştirme kolonilerine verilmesinin ardından, transfer edilen larvanın yaşına bağlı olarak 2-3 gün sonra ana arılar çıkar. Ana arı hücrelerinin çiftleştirme kolonilerine verilişinden 4-5 gün sonra yapılacak kontrollerde ana arı çıkmayan hücreler ya da işçi arılarca bozulmuş hücreler görülebilir. Bu durumda yeni hücreler verilmelidir.

Ana Arıların Çiftleşmesi

Çiftleşme kutularında çıkışlarını gerçekleştiren ana arılar 2-3 günlük olduklarında çevreyi tanıma uçuşu yaparlar ve daha sonraki 2-3 gün içinde de çiftleşme uçuşuna çıkarlar. Çiftleşme “Erkek Arı Toplanma Alanı” olarak adlandırılan özel bir alanda, havada 10-30 metre yükseklikte uçarken gerçekleşir. Erkek Arı Toplanma Alanına ulaşan ana arı salgıladığı seks feromonu ve görme yoluyla erkek arılarca keşfedilir. Sayısı, 6-20 arasında değişebilen erkek arı ile çiftleşen ana arı kendi kolonisine (çiftleşme kutusuna) dönerek 3-5 gün sonra yumurtlamaya başlar. Ana arıyla çiftleşen erkek arılar çiftleşme sonrası ölürler. Ana arı, erkek arı toplanma bölgesinde yeterli sayıda erkek arı bulunmayışı ve olumsuz iklim şartları altında yeterli sayıda erkek arı ile çiftleşemezse aynı günde veya takip eden günlerde 1-2 kez daha çiftleşme uçuşuna çıkabilir.Çıkıştan itibaren 20 gün içinde çiftleşmeyen ana arılar çiftleşme isteğini kaybederek dölsüz yumurta yumurtlamaya başlarlar ki artık bundan sonra çiftleşme gerçekleşmez. Çiftleşmenin kontrol altına alınması, ya en az 8-10 km yarı çaplı izole bölgeler ya da yapay tohumlama ile sağlanır.

Ana Arıların Yapay TohumlanmasıTeknik arıcılıkta, yapay tohumlama yapılabilmektedir. Bu uygulamada, damızlık değer taşıma gibi özel öneme sahip kolonilere ait erkek arılardan toplanan spermler laboratuar ortamında, yapay dölleme cihazı ile mikroskop altında özel bir amaç için yetiştirilen ana arıya enjekte edilir. Ana arıların yapay tohumlanması zor bir işlem olmamakla birlikte, yetenek ve tecrübe isteyen bir iştir. Bu uygulama üretim materyali olarak kullanılacak ana arı üretiminden ziyade araştırma ve ıslah çalışmalarında saf ırk ya da hibrit elde etmede çiftleşmenin kontrol altında alınması amacıyla yapılmaktadır.

Ana Arıların Üretim Kolonilerine VerilmesiÇiftleştirme kutularında yumurtlamaya başlayan ana arıların buralardan alınıp satılması veya başka yolla değerlendirilmesi sürekli üretimlerde bir zorunluluktur. Yumurtlayan ana arıların diğer kolonilere verilmesinde en önemli işlem, öncelikle koloninin hazır hale getirilmesidir. Bunun için ana arının verileceği kolonide döllü veya dölsüz ana arı ya da ana arı hücresi bulunmamalıdır.Teknik arıcılıkta yumurtlayan hazır ana arı kullanılması ana arı kayıplarında ya da yapay oğullara ana arı kazandırılmasında önemli avantajlar sağlar. Ana arıların yumurtlamaya başlamalarında 25-30 gün gibi zaman kazanılması, koloninin kendisinin çıkardığı ana arının çiftleşememesi riskini ortadan kaldırması ve orijini belli materyal kazanılmış olması bu avantajlardan bazılarıdır. Ancak, önemli avantajlarına rağmen arıcılarımız arasında hazır ana arı kullanma alışkanlığı yeterince yaygın değildir.

Ana arının verileceği kolonideki eski ana arı imha edildikten bir gün sonra ana arının bulunduğu kafes yavrulu iki çerçeve arasına havalandırma ve besleme delikleri ön ve arka tarafa bakacak şekilde yerleştirilir. Ertesi gün kek haznesinin bulunduğu taraftaki çıkış deliği açılarak arıların keki yiyerek ana arıyı çıkarmaları sağlanır. Bundan sonra kovan açılıp fazlaca kurcalanmamalı, ancak 2-3 gün sonra ana arı ve yumurta kontrolü yapılmalıdır.

tarihinde yayınlandı

ARI SÜTÜ

Arı ürünleri içerisinde, onarıcı etkinliğiyle ön plana çıkar. Kolonideki kraliçe arının beslendiği jele arı sütü denir. Sağlıklı bir erişkin günde 500 mg arı sütünü her gün yiyebilir. Çocuklar yaşına ve kilosuna göre verilir. Yenidoğan döneminden sonra, her gün 30-300 mg arası, ara verilerek arı sütü yenilebilir. Bir hastalık durumlarında günlük yenilen miktarı artırılır.

ARI SÜTÜNÜN EPİGENETİK ETKİSİ NEDİR?

Arı sütü fonksiyonel bir gıdadır. Bu gıda bize epigenetik kavramını özetler. Epigenetik; gen ifadesi veya DNA dizisinden bağımsız olan mekanizmaların neden olduğu farklılaşmalardır. İşçi arı ve ana arı aynı genetik yapıya sahiptir. İşçi arı ortalama 45 gün yaşayabilir. Ana arı 7 yıla kadar yaşayabilir. Ana arı bir günde kendi ağırlığının 2 katı yumurta bırakabilir{Alhosin, 2023 #1157}. Bunun nedeni, ana arının larva döneminde ve hayatı boyunca arı sütüyle beslenmesidir. Bu epigenetik kavramıyla izah edilebilir.

ARI SÜTÜ AĞIZ, MİDE ENFEKSİYONUNDA FAYDALI MIDIR?

Arı sütü ağız, farinks, özofagus, mide enfeksiyon ve yaralarında faydalıdır {Mostafa, 2020 #970}. Yangılı doku yüzeyine daha fazla temas etmesi için günlük yenilen miktar dörde bölünürse daha iyi olur. Yani sabah, öğlen, akşam, yatmadan önce gibi. Yenilen miktarı daha kolay ayarlayabilmek için bala karıştırılması mümkündür.

ARI SÜTÜ YAŞLILARA FAYDALI MIDIR?

Yaşlılarda vücudu güçlendirir. Kan değerlerine, mental duruma, kan şekerine olumlu katkısı vardır{Morita, 2012 #362}. Menapozda sık görülen; sırt ağrısı, bel ağrısı, anksiyete gibi rahatsızlıkları giderir {Asama, 2018 #179}. Menapoz dönemindeki osteoporozu önlemede etkindir {Matsushita, 2021 #930}. Menapoz döneminde kadınlarda cinsel isteksizlik, idrar kaçırma problemleri görülebilir. Vajinal arı sütü kremleri verilerek bu şikayetlerin azaldığı görülmüştür. Kadınların yaşam kaliteleri yükselmiştir {Seyyedi, 2016 #831}.

ARI SÜTÜ KISIRLIKTA FAYDALI MIDIR?

Erkek ya da kadın kısırlığında faydalıdır. Farklı hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; arı sütünün erkek ve dişi hayvanlarda üreme kapasitesini artırdığını göstermektedir {Abdelnour, 2020 #821}. Hayvanlar üzerinde, testise zarar verici pek çok ilaçla(kanserde kullanılan kemoterapi ilaçları) deneysel çalışmalar yapılmıştır. Arı sütü testisteki bu zarara engel olur. Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada; arı sütünün nikotinin testislere verdiği zararı iyileştirdiği görülmüştür {Nazar-Zadeh, 2022 #1047}. Anti oksidan ve onarıcı özelliği testis dokusundaki hasarı engellemektedir.

 

ARI SÜTÜ KRONİK HASTALIKLARDA FAYDALI MIDIR?

Kronik hastalıkların hepsinin tedavisine katkı sağlar. Tip 2 şeker hastalığının tedavisinde faydalı olmuştur{Khoshpey, 2016 #105}. Şeker hastalarının testislerinde meydana gelen oksidatif hasarı düzeltmiştir {El Helew, 2023 #1080}.

Bağışıklığı güçlendirir. Zekayı geliştirir; hafızayı onarır. Nörolojik hastalıklarda (alzheimer, parkinson, MS, demans, felç vb) faydalıdır. Otoimmün hastalıkların tedavisinde faydalıdır {Kheirdeh, 2023 #1144}. Vasküler demans hastalığında; arı sütü potansiyel nöroprotektif ajan ve bilişsel güçlendiricidir{Sirinupong, 2021 #836}.

 

ARI SÜTÜ KARACİĞER YAĞLANMASINDA FAYDALI MIDIR?

Karaciğer yağlanması son yıllarda sık görülmektedir. Sağlıklı bir insanın barsaklarında çok miktarda vücuda faydalı bakteriler bulunur. Bu bakteriler gıdalardaki faydalı kısımların emilmesini sağlarken; zararlı kısımların emilmesine engel olur. Disbiyozis barsak mikrobiyatasının bozulmasıdır. Bize yararlı mikroorganizmalar azalırken; zararlı olanların artmasıdır. Karaciğer yağlanması ve barsak disbiyozisi oluşturulan farelere, arı sütü verilerek çalışma yapılmıştır. Arı sütünün karaciğer yağlanmasını azaltıp, barsak disbiyozisini düzeltiği görülmüştür {Kobayashi, 2023 #1116}.

ARI SÜTÜ KOLESTEROLÜ DÜŞÜRÜR MÜ?

Kolesterol düşürücü etkinliği vardır. Tip 2 diyabet hastası 50 kadına verilen arı sütü, serum trigliserit, kolesterol düzeylerini önemli ölçüde düşürmüştür {Mobasseri, 2014 #28}. Bu durum kalp ve damar hastalıklarının gelişimini önlemek için önemlidir.

ARI SÜTÜ DAMAR SERTLİĞİNDE FAYDALI MIDIR?

Ateroskleroz(damar sertliği) olan 100 gönüllü üzerinde yapılan bir çalışmada; arı sütü damar sertliğine engel olmuştur{Fujisue, 2022 #1073}.

ARI SÜTÜ OSTEOARTRİTTE FAYDALI MIDIR?

Romatoid artritte faydalıdır. Farelerde geliştirilen osteoartrit tedavisinde arı sütü verilmiştir. Arı sütünün osteoartrit gelişimine önemli derecede engel olduğu gösterilmiştir {Lyu, 2023 #1142}. Osteoartrit 50 yaşından sonra görülen, halk arasında kireçlenme olarak bilinen eklem hastalığıdır. Genellikle diz, kalça ve omurgada gelişir. Bu çalışma arı sütünün eklem yıkımına engel olduğunu göstermektedir.

ARI SÜTÜ CİLT İÇİN FAYDALI MIDIR?

Arı sütü kollajen üretimini artırdığı için deri sağlığında önemlidir. Kozmetik sanayisinde kullanılmaktadır. Kremlere katılarak cildi gençleştirir. Yaşlandıkça insanların derisi kurumaktadır. Japonya’da yapılan bir çalışma; arı sütü içeren kremin, deri nemini artırdığı ve hiçbir olumsuz etkisinin olmadığı gösterilmiştir {Maeda, 2022 #1023}.

Deri yaralarının iyileşmesinde etkilidir. Anti bakteriyel, antiinflamatuar, antioksidan, besin takviyesi ürünü olarak değerlendirilebilir {Uthaibutra, 2023 #1140}

Kuru göz hastalığının tedavisinde hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılan çalışma; faydalı olduğunu göstermiştir{Inoue, 2017 #149}.

ARI SÜTÜ VE KANSERLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR VAR MIDIR?

Farklı kanser hücreleri ve arı sütüyle yapılan klinik öncesi çok sayıda çalışma vardır {Salama, 2022 #1008}. İleri evre böbrek kanseri hastalarında akıllı ilaç(hedefe yönelik moleküler tedavi) kullanılırken verilen arı sütü; tedavinin etkinliğini artırmıştır{Miyata, 2020 #778}. Tedavinin iştahsızlık, kilo kaybı, bağışıklık düşmesi gibi yan etkilerini azaltmıştır.

Kemoterapi ilaçlarının organlarda sebep olduğu hasarın onarımında katkı sağlar. Daha fazla klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.

Arı sütü, bal, propolis birlikte daha güçlü bir fonksiyonel gıda oluşturur. Birbirlerinin etkinliğini artırır. Kemoterapi ilaçlarından doksorubisin verilen sıçanlarda; böbrek hasarı değerlendirilmiştir. Bal, propolis, arı sütü karışımının oldukça etkin bir şekilde bu hasara engel olduğu gösterilmiştir {Mohamed, 2022 #1034}.

ARI SÜTÜNÜN ZARARLARI NEDİR?

Çok nadiren de olsa şiddetli alerjiye neden olabilir{Leung, 1995 #460}. Tüm arı ürünlerini çok az miktarda başlamak; kademeli olarak artırmak gerekir. Alerji yapan ürünlerde ısrarcı olunmamalıdır. Yıl içerisinde dönem dönem yenilmelidir.

Alhosin, M. (2023). “Epigenetics Mechanisms of Honeybees: Secrets of Royal Jelly.” Epigenet Insights 16: 25168657231213717.

Mostafa, R. E., et al. (2020). “Protective effect of royal jelly against diclofenac-induced hepato-renal damage and gastrointestinal ulcerations in rats.” Heliyon 6(2).

Morita, H., et al. (2012). “Effect of royal jelly ingestion for six months on healthy volunteers.” Nutrition Journal 11.

Asama, T., et al. (2018). “Royal Jelly Supplementation Improves Menopausal Symptoms Such as Backache, Low Back Pain, and Anxiety Postmenopausal Japanese Women.” Evidence-Based Complementary and Alternative Medicine.

Matsushita, H., et al. (2021). “Effects of royal jelly on bone metabolism in postmenopausal women: a randomized, controlled study.” Climacteric 24(2): 164-170.

Seyyedi, F., et al. (2016). “Comparison of the Effects of Vaginal Royal Jelly and Vaginal Estrogen on Quality of Life, Sexual and Urinary Function in Postmenopausal Women.” Journal of Clinical and Diagnostic Research 10(5): Qc1-Qc5.

Abdelnour, S. A., et al. (2020). “Useful impacts of royal jelly on reproductive sides, fertility rate and sperm traits of animals.” Journal of Animal Physiology and Animal Nutrition.

Nazar-Zadeh, M., et al. (2022). “Royal-jelly-based apitherapy can attenuate damages to male reproductive parameter following nicotine administration.” Animal Models and Experimental Medicine 5(2): 133-140.

Khoshpey, B., et al. (2016). “Effect of Royal Jelly Intake on Serum Glucose, Apolipoprotein A-I 0 (ApoA-I), Apolipoprotein B (ApoB) and ApoB/ApoA-I Ratios in Patients with Type 2 Diabetes: A Randomized, Double-Blind Clinical Trial Study.” Canadian Journal of Diabetes 40(4): 324-328.

El Helew, E. A., et al. (2023). “Structural changes in testes of Streptozotocin induced diabetic rats and possible protective effect of royal jelly: light and electron microscopic study.” Ultrastructural Pathology.

Kobayashi, G., et al. (2023). “Effects of Royal Jelly on Gut Dysbiosis and NAFLD in

Mice.” Nutrients 15(11).

Mobasseri, M., et al. (2014). “Effects of Royal Jelly Supplementation on Lipid Profile and High-Sensitivity C-Reactive Protein Levels in Type-2 Diabetic Women: A Pilot Study.” Current Topics in Nutraceutical Research 12(3): 101-105.

Fujisue, K., et al. (2022). “A Randomized, Double-Blind Comparison Study of Royal Jelly to Augment Vascular Endothelial Function in Healthy Volunteers.” Journal of Atherosclerosis and Thrombosis 29(9): 1285-1294.

Lyu, J., et al. (2023). “Amelioration of Osteoarthritis Development by Daily Oral Supplementation of Royal Jelly.” Biological & Pharmaceutical Bulletin 46(2): 348-353.

Kheirdeh, M., et al. (2023). “Additive beneficial effects of aerobic training and royal jelly on hippocampal inflammation and function in experimental autoimmune encephalomyelitis rats.” Multiple Sclerosis and Related Disorders 70.

Sirinupong, N., et al. (2021). “Hydrolase-Treated Royal Jelly Attenuates H2O2- and Glutamate-Induced SH-SY5Y Cell Damage and Promotes Cognitive Enhancement in a Rat Model of Vascular Dementia.” International Journal of Food Science 2021.

Maeda, Y., et al. (2022). “Effect of facial application of essence containing royal jelly extract on stratum corneum moisture content: A placebo-controlled, double-blind, parallel-group study.” Journal of Cosmetic Dermatology 21(11): 5747-5754.

Uthaibutra, V., et al. (2023). “Inhibition of Skin Pathogenic Bacteria, Antioxidant and Anti-Inflammatory Activity of Royal Jelly from Northern Thailand.” Molecules 28(3).

Inoue, S., et al. (2017). “Clinical Evaluation of a Royal Jelly Supplementation for the Restoration of Dry Eye: A Prospective Randomized Double Blind Placebo Controlled Study and an Experimental Mouse Model.” Plos One 12(1).

Salama, S., et al. (2022). “Royal Jelly: Beneficial Properties and Synergistic Effects with Chemotherapeutic Drugs with Particular Emphasis in Anticancer Strategies.” Nutrients 14(19).

Miyata, Y., et al. (2020). “Oral intake of royal jelly improves anti-cancer effects and suppresses adverse events of molecular targeted therapy by regulating TNF-alpha and TGF-beta in renal cell carcinoma: A preliminary study based on a randomized double-blind clinical trial.” Molecular and Clinical Oncology 13(4).

Mohamed, H. K., et al. (2022). “Anti-Inflammatory, Anti-Apoptotic, and Antioxidant Roles of Honey, Royal Jelly, and Propolis in Suppressing Nephrotoxicity Induced by Doxorubicin in Male Albino Rats.” Antioxidants 11(5).

Leung, R., et al. (1995). “Royal jelly-induced asthma and anaphylaxis: Clinical characteristics and immunologic correlations.” Journal of Allergy and Clinical Immunology 96(6): 1004-1007.

tarihinde yayınlandı

Ballarımız

HAM BAL

Kendi kovanlarımızdan farklı bölgelerde elde ettiğimiz ballardır. Petekten süzdükten sonra kavanoza koyuyoruz. Hiçbir ısıl işlem yapmıyoruz. Her birinin kendine has tadı ve aroması vardır. Oda ısısında saklanabilir.

Ballarımız(Eskikaraağaç çiçek, Yozgat yayla, ıhlamur, kestane) ısıl işlem görmediğinden şekerlenebilir. 45 dereceyi geçirmeden suyun içerisinde bekleterek eski şeffaflığına getirebilirsiniz.

ESKİKARAAĞAÇ BALI: Avrupa leylek köyü kenarındaki arılarımızdan elde ediyoruz. Hayıt, karaçalı, ballıbaba, hardal, meşe yoğun olarak bulunmaktadır. Kendine has enfes bir aroması vardır. Çocuklar en çok bu balı yiyor.

YOZGAT YAYLA BALI: Yozgat Sorgun’daki babamızın kovanlarından elde ediyoruz. 1400 mt rakımdaki çiçeklerinden gelmektedir. Tadı, kokusu süperdir.

IHLAMUR BALI: Karacabey Boğaz’daki ıhlamur ve kestane ormanından elde ediyoruz. Ihlamurun yumuşak tadı, güzel kokusunu hissedersiniz.

KESTANE BALI: Uludağ’ın eteklerindeki kestane ağaçlarından elde ediyoruz. Biraz kendine has acımsı tadını alırsınız. Antioksidan değeri yüksek ballardandır. Erişkinler bu lezzeti arıyor.

MEŞE BALI: Dağyenice’deki meşe ormanından elde ediyoruz. Bu balımıza tarlamızdaki tıbbi aromatik bitkilerin balı da karışmaktadır. Anti oksidin değeri yüksektir.

ÇAM BALI: Trilye’deki çamlardan elde edilmektedir. Çiçeklerden gelen nektar da bulunmaktadır. Kendine has güzel bir lezzeti vardır.

 

PETEK BAL

Kovana koyduğumuz ham peteğin her iki tarafını arı kabartmaktadır. Balla doldurduktan sonra üzerini sırlamaktadır.

KARAKOVAN BALI

Peteğin tamamını arı örmektedir. Her iki yüzünü de balla doldurup sırlamaktadır. Tüm ballarımız karakovan balı değerindedir. Petekli balın depolanması, nakliyesi zor olduğu için daha çok süzme bal elde ediyoruz. Petekteki bal mumunun sağlık açısından bir faydası yoktur.

Yani yeme tercihi dışında; orijinallik, gerçeklik açısından ballarımızın farkı yoktur.

tarihinde yayınlandı

Propolis

Bal arılarının kovanlarını korumak amacıyla ürettikleri reçineden zengin macun kıvamında bir maddedir. Bal arıları bitkilerin tomurcuk ve kabuklarından aldıkları propolisi, arka bacaklarına yapıştırarak kovanlarına getirirler. Propolisle kovanın dezenfeksiyonu sağlanır; delikleri kapatılır. Kovandan atamadıkları zararlıların üzerini propolisle sıvarlar. Kendine has kokusu ve tadı vardır. Fenolik bileşiklerden zengindir. Çok güçlü bir antioksidandır. Kendi kovanlarımızdan propolis tuzaklarıyla ham propolis elde ediyoruz. Kovan içi propolis kullanmıyoruz. Ham propolisi etil alkolde, zeytin yağında veya su bazlı ektrakte etmekteyiz. Etil alkol en güvenilir ve etkin çözücüsüdür. Oldukça güçlüdür. Direk ağıza damlatılırsa dilde geçici uyuşma yapar; dişlere yapışır. Ekmeğe, bala, yoğurda, kesme şekere, pekmeze veya farklı gıdalara damlatılarak yenilebilir. Suya damlatılırsa bir kısmı bardağa yapışarak israf olur. Ekmeğe, kesme şekere birkaç gün önceden damlatılarak, etil alkolü uçurulabilir. Tadı daha güzel olur. Alkolsüz formunu bala karıştırarak sizlere sunuyoruz. Propolis kattığımız tüm karışımlarımız alkolsüzdür.

Oda ısısında, güneş görmeyen yerde uzun süre saklayabilirsiniz. İçerisinde hiçbir koruyucu madde yoktur.

Kovan girişinden elde edilen propolislerde reçine oranı yüksektir. Ektraksiyonlarında daha yüksek fenolik bileşikler elde edilebilir. Arı zararlıları(en başta varroa akarı) için verilen ilaçların ve körükten çıkan dumanın kalıntılarını kovan içi propoliste birikir. Sağlık için kullanılması uygun değildir. Kovan içinden elde edilen propolisler ilaçlamaya dikkat edilmezse kalıntı içerir. Yine duman kalıntısı, yabancı maddeler(polen içerisine hapsedilmiş güve, kurtçuk vb) bulunabilir. Tercih edileni tuzaktan alınan propolistir. Gıdaya uygun plastik propolis tuzakları kovan üzerine konulur. Bu tuzaklardaki ince aralıkları arı propolisle doldurur. Tuzaklar varken ilaçlama yapılmaz. Tuzak üzerine duman sıkmaya gerek olmadığı için bu kalıntıları da içermez. Arı kovanlarının çevresinde zararlı atıklar, asfalt, sanayi tesisleri varsa; buralardan istenmeyen kimyasallar gelir.

Sağlık Bakanlığı su bazlı propolis elde edilirken kullanılan çözücülerin açık bir şekilde yazılmasını zorunlu kılmıştır. Suyun herhangi bir teknikle propolisi tek başına çözmesi mümkün değildir. Etil alkolden kaçılırken hangi çözücüye doğru gidildiği düşünülmeli tüketici tarafından araştırılmalıdır. Propolisle alınan en fazla 40 damla etil alkol sağlığımıza hiçbir şekilde zarar vermez. Sarhoşluk yapması, karaciğere dokunması mümkün değildir. Dini açıdan ulaşılabilecek yetkili kişilerin yazılarından faydalanılabilir.

Propolisin günlük dozu değişkenlik gösterir. İçeriği standart olmadığı için net bir doz bilgisi yoktur.  Kademeli olarak kullanmaya başlamak uygundur. Tavsiye edilen günlük doza birkaç gün sonra azar azar çıkmak daha iyidir. Tüm arı ürünlerinin az da olsa alerji riski vardır. Hayatınızda ilk kez kullanacaksanız basit bir alerji testi yapabilirsiniz. Bu testte alerjinizin çıkmaması ilerde çıkmayacağı anlamına gelmez.

 

Genelde yetişkinler günde 30-40 damla kullanabilir. Bazı günler ya da üç ayda bir hafta ara verilerek devam edilebilir.

Çocuklarda vücut ağırlığına göre dozu ayarlanır. Doktorunuzun tavsiye ettiği şekilde kullanınız. Dört yaştan sonra günde 4-5 damla verilebilir. Altı yaşında günde 7-8 damla; 10 yaşında 10-12 damla; 16 yaşında 16-18 damla verilebilir. Firmaların ürünlerine göre doz değişir.

ALERJİ TESTİ: Kolunuzun iç yüzüne bir damla propolis sürünüz. Bir saat içinde kızarıklık yoksa; ağızdan bir damla yiyiniz. Alerji olmadıysa ertesi gün tavsiye edilen miktarda yiyebilirsiniz.

 

Zeytinyağlı propolis tercih ederseniz; yetişkin günde 2-3 tatlı kaşığı yiyebilir. Çocuklar yaş ve kilosuna göre hidroalkolik propolisin 3 katı yiyebilir.

 

MUHAFAZA KOŞULLARI: Oda sıcaklığında ışık görmeyen dolapta tutabilirsiniz. Şişenin ağzı iyi kapatılmazsa zamanla etil alkol uçar. Dipte tortu oluşur. Bozulduğu anlamına gelmez. Bu durumda şişeyi çalkalayıp; sonra damlalıkla almak uygundur. Şişe devrilirse damlalık plastiği kenarından ürün sızabilir. Ateşe yaklaştırmayınız. Uzun süre 36 ay bozulmadan kalabilir. Gıda koruyucu içermez.

 

İlaç değildir. Gıda yerine geçmez. Gebelik, emzirme, alerji, ilaçlarla birlikte kullanımında doktorunuza danışınız. Ağız için kullanacaksanız diş hekiminizin tavsiyelerini dinleyiniz. Genel sağlık için doktorunuzun tavsiyelerini dinleyiniz.

Son yıllarda yağ ve su bazlı propolis ürünleri geliştirilmiştir. Etil alkol; yağ ve suya göre daha fazla etken maddeyi özütlemektedir{Oruç, 2023 #4419}. Takviye edici gıdaların onay işlemleri uygulama talimatına(2018) göre, propolis ürünlerinin etiketinde; hangi çözücüde çözüldükten sonra su veya yağ bazlı propolisin elde edildiği belirtilmelidir.

Propolis kovan içinde en çok 45 derece sıcaklığa maruz kalır. Özütlerken yaptığımız işlemler sırasında da bu sıcaklığı geçmeyiz. Doğayı taklit ederiz. Bal mumunu ayırmak için yüksek sıcaklığa maruz bırakmamız propolisin içerdiği fenolik bileşiklerin yapısını bozar. Elde edilecek özütte fenolik bileşik oranı yüksek çıkar. Ancak yüksek sıcaklık fenolik bileşikleri bozacağı için bu yöntem tercih edilmemelidir.

Yüzde 20-30’luk etil alkol ektraktı, günde 10-50 damla alınmaktadır. Tüm dünyada yaygın olarak propolis özütlemede etil alkol kullanılmaktadır. Propolis bal, polen, arı ekmeği, arı sütü gibi gıda değildir. İlaç vasfı kazanmıştır. Doktor tavsiyesiyle kullanılır. Bu kullanım dozlarında sarhoşluk, bağımlılık yapması mümkün değildir. Pek çok din alimince; bu işlem için kullanılan etil alkolün haram olmayacağı belirtilmektedir. İnternette bu konuda fikrini belirtmiş din adamları bulunmaktadır. Etil alkol çok yüksek miktarda uzun süre kullanıldığında karaciğerde toksik etki yapabilir. Propolisteki miktarı çocuklarda ya da erişkinlerde böyle bir zarara yol açmaz.

Etil alkol 70 derece sıcaklıkta buharlaşır. Oda sıcaklığında kuru ekmeğe ya da kesme şekere damlatılıp; bekletilirse ertesi gün alkolü buharlaşır. Etil alkol ekstraktındaki alkol buharlaştırılarak; farklı formlarda ürünler üretilebilir.

Zeytinyağında özütlenen ürünlerde daha az miktarda fenolik bileşik bulunmaktadır. Zeytinyağlı formu tercih edilirse; günlük alınan miktarı daha yüksek tutulabilir. Aynı şekilde suda özütlenen ürünlerde fenolik bileşik miktarı azdır. Hidroalkolik damlaya göre günlük alım miktarı yüksek tutulabilir.

Kovan içi propolis, özellikle giriş kapısındaki propolis tercih edilmemelidir. Arı zararlılarıyla mücadelede kullanılan kimyasal ilaçlar, arıları sakinleştirmek için verdiğimiz körük dumanı, arıların propolisle sıvadığı yabancı maddeler, kovan içi propolisin içinde olabilir. Gıdaya uygun plastik propolis tuzakları ya da uygun zamanda kovanda açılan yarıklarda toplanan propolis, bu sebeplerden dolayı tercih edilmelidir. Propolis kalitesini belirlemede;  asfalt, yapısı değişmiş fenolik bileşikler, körükten gelen duman kalıntıları, arı zararlılarında kullanılan kimyasallar, tarımsal ilaçlar analiz edilmelidir. Kovan içi propolis halen yüksek fiyata satılmaktadır. Aslında bu ürünün sanayide kullanılması doğru olur. Sanayici bu parayı vermez. Bu durumda sağlık için kullanıyor olma olasılığı çok yüksektir.

Propolis bağışıklık sistemini dengeler{Sforcin, 2007 #2235}. Virütik , bakteriyel olan genel vücut enfeksiyonlarının tedavisinde katkı sağlar. Gripal enfeksiyonların tedavisinde katkısı vardır. Propolisin içeriğinde bulunan fenolik bileşiklerin antibiyotiklerle sinerjistik etkileleşimi vardır. Bazı antibiyotiklerle birlikte kullanılması antibiyotiğin etkinliğini artırmaktadır{Orsi, 2012 #1552}. Sindirim sistemi enfeksiyonlarında yararı vardır. İdrar yolu enfeksiyonlarında turna yemişi ve propolis birlikte etkin bulunmuştur{Bruyere, 2019 #3370}.

Diş çürükleri, diş eti iltihapları, ağız yaraları, diş tedavilerinde propolis faydalıdır. İnsan üzerinde yapılan pek çok çalışma vardır {Luque-Bracho, 2023 #25}. Propolisin etil alkol ekstraktı sulandırılarak kullanılırsa, alkolün mukozayı irrite edici etkisi ortadan kalkar. Bu durumlarda su bazlı, zeytinyağlı veya bal propolis karışımı formlarından faydalanabiliriz. Propolis içeren diş macunları geliştirilmiştir. Deri yaralarının iyileşmesine katkı sağlar. Kronik yarası olan insanlarla yapılan bir çalışmada, propolis kreminin tedavide etkin olduğu görülmüştür{Rocha, 2022 #216}.

Mide ülseri tedavisinde faydalıdır. Ülseratif kolit, chron gibi iltihabi barsak hastalıklarının tedavisine katkı sağlar. Propolis covid19 tedavisinde faydalı bulunmuştur{Ghosh, 2022 #198}. Brezilya yeşil propolisi; covid19 hastalarına verilmiş ve hastalığın seyri, tedavi süresi üzerinde faydaları gösterilmiştir{Silveira, 2021 #4551}.

Klinik çalışmalarda propolisin oksidatif yükü azalttığı görülmektedir{Nazari-Bonab, 2023 #572}. Bu etkiyle kronik hastalıkların tedavisine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Hipertansiyonda fayda sağlamıştır{Khoshandam, 2023 #620}. Kalp damar hastalıklarında fayda sağlamıştır{Silva, 2021 #4704}. Nörolojik hastalıkların(Alzheimer, Parkinson, epilepsi) tedavilerinde katkı sağlar. Depresyon ve anksiyete durumlarında fayda sağlar{da Silveira, 2020 #3581}.

Şeker hastalığı geliştirilerek yapılan hayvan deneyinde; bal ve propolis karışımı karaciğer, böbrek hasarına engel olurken kan şekerini dengede tutmuştur. Bu durum anti oksidan özelliklerine bağlanmaktadır {Touzani, 2022 #416}.

Propolis ağır metallerin(alüminyum, bakır, kurşun gibi); parankimal organlara verdiği zararı azaltır. Alüminyumun karaciğerde ve genlerde yaptığı zararı propolis azaltmaktadır. Hayvan deneyinde bu durum gösterilmiştir {Turkez, 2010 #1736}. Bakırın böbrek ve karaciğere verdiği zararı azaltmıştır {Tatli Seven, 2018 #3329}. Karbon tetraklorür (CCl4) günlük hayatımızda oldukça fazla maruz kaldığımız bir kimyasaldır. Vücudumuzdaki pek çok organ ve dokuya zarar verir. Yapılan bir hayvan çalışması; bu zarara propolisin engel olabileceğini göstermektedir {Sayed, 2021 #4610}.

Karaciğer yağlanması yaşam tarzımız ve beslenme alışkanlıklarımızla artmıştır. Hastanelerde yaptırdığımız ultrason tetkiklerinde sıklıkla karaciğer yağlanması görülmektedir. İnsanlar üzerinde yapılan bir çalışmada 4 ay boyunca, günde 500mg propolis verilmiştir. Karaciğer, ultrason yapılarak değerlendirildiğinde; yağlanmanın azaldığı görülmüştür {Soleimani, 2020 #3582}. Hastalıklar oluşmadan düşük miktarda yiyeceğimiz propolis bizi koruyacaktır.

Böbrek yetmezliği olan ve hemodiyaliz uygulanan hastalara verilen propolis kandaki enflamasyon belirteçlerinin düzeyini azaltmıştır{Silveira, 2022 #57}. İrritabl barsak sendromu olan hastalarla yapılan çalışmada, propolis şikayetlerin şiddetini azaltmıştır{Miryan, 2022 #273}. Romatid artritli kadınlara verilen propolis; kalp damar hastalığı riskini azaltmıştır{Maddahi, 2023 #505}.

Propolis astım, alerjik rinit, atopik dermatit gibi alerjik hastalıkların tedavisinde ve engellenmesinde faydalıdır. Bu durum klinik, deneysel çalışmalarla gösterilmiştir{Liew, 2022 #353}.

Propolisin kanser üzerinde etkinliğini gösteren çok sayıda deneysel çalışma yapılmıştır. Kanserde kullanılan kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerini azaltıp; faydasını artırdığını gösteren deneysel çalışmalar vardır{Oršolić, 2010 #3558}. Kanser tedavisi için radyoterapi alan hastalarda bazı yan etkilerin önlenmesine katkı sağlar ve radyoterapinin etkinliğini artırır. Meme kanseri olan kadınlara radyoterapi uygulanırken ve 10 gün öncesinde, sonrasında propolis verilmesi fayda sağlamıştır{Ebeid, 2016 #610}. Yine kanser hastalarının tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının yan etkilerini azaltarak tedaviye katkı sağlar. Propolis; kemoterapi alan meme kanserli kadınlarda yaşam kalitesini artırmada, beslenmesini düzenlemede katkı sağlamıştır{Davoodi, 2022 #4346}.

Oral mukozit ağız içindeki mukoza tabakasının iltihabıdır. Kanser hastalarına verilen kemoterapi oral mukozite neden olur. Meme kanseri olan, kadınlara verilen kemoterapi sırasında; propolisin oral mukozite engel olduğu gösterilmiştir{Piredda, 2017 #179}.

Vücudun anti oksidan ihtiyacının olduğu pek çok durumda kullanılabilir. Propolis obezite tedavisinde kullanılabilir{Zhu, 2023 #658}. Farklı coğrafyalardan elde edilen propolis örnekleri; propoliste bulunan fenolik bileşikler obezite üzerine çalışılmıştır. Farklı mekanizmalarla kilo vermeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. Gıdaları korumak amaçlı kullanılabilir.

Çok nadir alerji, vaskülit yapabilir. Bu durumları takip etmek; kullanımda ısrarcı olmamak gerekir.

Oruç, H. H., et al. (2023). “Characterization of commercially available propolis products in Turkey based on individual phenolic compounds.” Journal of Apicultural Research 62(5): 1225-1232.

Zhu, L. Y., et al. (2023). “Propolis polyphenols: A review on the composition and anti-obesity mechanism of different types of propolis polyphenols.” Frontiers in Nutrition 10.

Sforcin, J. M. (2007). “Propolis and the immune system: a review.” Journal of Ethnopharmacology 113(1): 1-14.

Orsi, R. O., et al. (2012). “Antibacterial effects of Brazilian and Bulgarian propolis and synergistic effects with antibiotics acting on the bacterial DNA and folic acid.” Natural Product Research 26(4): 344-349.

Bruyere, F., et al. (2019). “A Multicenter, Randomized, Placebo-Controlled Study Evaluating the Efficacy of a Combination of Propolis and Cranberry (Vaccinium macrocarpon) (DUAB (R)) in Preventing Low Urinary Tract Infection Recurrence in Women Complaining of Recurrent Cystitis.” Urologia Internationalis 103(1): 41-48.

Luque-Bracho, A., et al. (2023). “The benefits of propolis in periodontal therapy. A scoping review of preclinical and clinical studies.” Journal of Ethnopharmacology 303.

Rocha, P. S., et al. (2022). “Clinical Assessment of Antimicrobial Effects of Brazilian Green Propolis on Chronic Wounds.” Pharmacognosy Research 14(3): 251-255.

Ghosh, S., et al. (2022). “Propolis efficacy on SARS-COV viruses: a review on antimicrobial activities and molecular simulations.” Environmental Science and Pollution Research 29(39): 58628-58647.

Silveira, M. A. D., et al. (2021). “Efficacy of Brazilian green propolis (EPP-AF?) as an adjunct treatment for hospitalized COVID-19 patients: A randomized, controlled clinical trial.” Biomedicine & Pharmacotherapy 138.

Nazari-Bonab, H., et al. (2023). “The effect of propolis supplementation in improving antioxidant status: A systematic review and meta-analysis of controlled clinical trials.” Phytotherapy Research 37(9): 3712-3723.

Khoshandam, A., et al. (2023). “Propolis and its constituents against cardiovascular risk factors including obesity, hypertension, atherosclerosis, diabetes, and dyslipidemia: A comprehensive review.” Iranian Journal of Basic Medical Sciences 26(8): 853-871.

Silva, H., et al. (2021). “The Cardiovascular Therapeutic Potential of Propolis-A Comprehensive Review.” Biology-Basel 10(1).

da Silveira, C. C. S. M., et al. (2020). “Propolis: A useful agent on psychiatric and neurological disorders? A focus on CAPE and pinocembrin components.” Medicinal Research Reviews.

Touzani, S., et al. (2022). “Honey and Propolis Ameliorate Acute Kidney Injury, Acute Liver Injury, and Proteinuria via Hypoglycemic and Antioxidant Activity in Streptozotocin-Treated Rats.” Cellular Physiology and Biochemistry 56(1): 66-81.

Turkez, H., et al. (2010). “Propolis prevents aluminium-induced genetic and hepatic damages in rat liver.” Food and Chemical Toxicology 48(10): 2741-2746.

Tatli Seven, P., et al. (2018). “The protective effects of propolis and flunixin meglumine on feed intake, antioxidant status and histological parameters in liver and kidney tissues against excess copper in rats.” Ankara Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi 65(4): 395-406.

Sayed, E. A., et al. (2021). “Induction of liver fibrosis by CCl4 mediates pathological alterations in the spleen and lymph nodes: The potential therapeutic role of propolis.” Saudi Journal of Biological Sciences 28(2): 1272-1282.

Soleimani, D., et al. (2020). “Protective effects of propolis on hepatic steatosis and fibrosis among patients with nonalcoholic fatty liver disease (NAFLD) evaluated by real-time two-dimensional shear wave elastography: A randomized clinical trial.” Phytotherapy Research.

Silveira, M. A. D., et al. (2022). “Effects of Standardized Brazilian Green Propolis Extract (EPP-AF®) on Inflammation in Haemodialysis Patients: A Clinical Trial.” International Journal of Nephrology 2022.

Miryan, M., et al. (2022). “Effects of propolis supplementation on irritable bowel syndrome with constipation (IBS-C) and mixed (IBS-M) stool pattern: A randomized, double-blind clinical trial.” Food Science & Nutrition 10(6): 1899-1907.

Maddahi, M., et al. (2023). “The effect of propolis supplementation on cardiovascular risk factors in women with rheumatoid arthritis: A double-blind, placebo, controlled randomized clinical trial.” Phytotherapy Research.

Liew, K. Y., et al. (2022). “Anti-Allergic Properties of Propolis: Evidence From Preclinical and Clinical Studies.” Frontiers in Pharmacology 12.

Oršolić, N. (2010). “A review of propolis antitumor action in vivo and in vitro.” Journal of ApiProduct and ApiMedical Science 2(1): 1-20.

Ebeid, S. A., et al. (2016). “Assessment of the radioprotective effect of propolis in breast cancer patients undergoing radiotherapy. New perspective for an old honey bee product.” Journal of Radiation Research and Applied Sciences 9(4): 431-440.

Davoodi, S. H., et al. (2022). “Oral Propolis, Nutritional Status and Quality of Life with Chemotherapy for Breast Cancer: A Randomized, Double-Blind Clinical Trial.” Nutrition and Cancer-an International Journal 74(6): 2029-2037.

Piredda, M., et al. (2017). “Propolis in the prevention of oral mucositis in breast cancer patients receiving adjuvant chemotherapy: A pilot randomised controlled trial.” European Journal of Cancer Care 26(6).

Zhu, L. Y., et al. (2023). “Propolis polyphenols: A review on the composition and anti-obesity mechanism of different types of propolis polyphenols.” Frontiers in Nutrition 10.

 

tarihinde yayınlandı

KAYNAKLAR

KİTAPLAR

Apiterapi Arıyla Gelen Şifa : Prof. Dr. Erdem Yeşilada

Arı Ürünleri ve Sağlık(Apiterapi)ı: Eren Akçiçek, Banu Yücel

Bal Arısı: Prof. Dr. Ahmet Doğanay, Prof. Dr. Levent Aydın

MAKALELER

Aslan A, et al., 2012: Royal jelly can diminish seconddary neuronal damage after experimental spinalcord injury in rabbits. Food and Chemical Toxicology 50, 2554-2559.

Boukraa L, et al., 2008a: Additive action of royal jelly and honey against Staphylococcus aureus. Journal of medicinal Food 11, 190-2.

Cho YT, 1977: Studies on royal jelly and abnormal cholesterol and trigliserides. Am Bee Journal 117, 36-8.

Elnagar SA, 2010: Royal jelly counteracts bucks’ summer infertility. Anim reprod Sci 121, 174-80.

Emori Y, Oka H, Ohya O, Tamaki H, Hayashi H, Nomoto K., 1998: The protective effect of royal jelly against the hemopoiesis dysfunction in X-irradiated mice. Biotherapy 12, 313-9 (Japonca).

Erem C., et al., 2006: The Effects of Royal Jelly on outoimmunity in Graves’ Disease. Endocrine 30, 175-183.

Fujivara S, et al., 1990: A potent antibacterial protein in royal jelly. Purification and determination of the primery structure of royalisin. J Biol Chem 265, 11333-7.

Fujiwara H., et al., 2011: Honeybee Royal Jelly end Nobiletin Stimulate CRE-Mediated Transcription in ERK-Independent and Dependent Fashions, respectively, in PC12D Cells. J Pharmacol Sci 116, 384-387.

Guo H, et al., 2004: Royal jelly supplementation improves lipoprotein metabolism in humans. Journal of Nutrition Science and Vitaminology 53, 345-8.

Hattori N, et al., 2011: Royal jelly facilitates restoration of the cognitive ability in trimethyltin-intoxicated mice. ECAM, article ID 165968.

Hidaka S, et al., 2006: Royal jelly prevents osteoporosis in rats: beneficial effects in ovariectomy model and in bone tissue culture model. Ecam 3: 339-48.

Honda Y et al., 2011: Lifespan-extending effects of Royal Jelly and its related sustances on the nematode Caenorhabditis elagans. PloS ONE 6, e23527.

Inoue SI, et al., 2003: Royal Jelly pronongs the life span of C3H/HeJ mice: correlation with reduced DNA damage. Experimental Gerontology 38, 965-969.

Kanbur M, et al., 2009: The effect of royal jelly on liver damage induced by paracetamol in mice. Experimental and Toxicologic Pathology 61, 123-32.

Karadeniz A, et al., 2011: Royal Jelly Modulates Oxidative Stress and Apoptosis in Liver and Kidney Of Rats Treated with Cisplatin. Oxidative Medicine and Cellular Lonevity, Article ID 981793, doi:10.1155/2011/981793.

Kohguchi M, et al., 2004: Effect of royal jelly diet on the testicular function of hansters. Food Sci Technol Research 10, 420-3.

Morita H, et al., 2012: Effect of royal jelly ingestion fors ix months on healthy volunteers. Nutrition Journal 11:77.

Sver L, Orsolic N, Tadic Z, Njari B, Valpotic I., 1996: A royal jelly as a new potential immunomodulator in rats and mice. Comp. Immunol. Microbiol. Infect. Dis. 19, 31-8.

 

 

tarihinde yayınlandı

BİZ KİMİZ ?

HAKKIMIZDA

Ben (Dursun Ünal) 1995’de Ankara Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldum. S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde üroloji ihtisası yaptım. 6 aylık, 1 aylık; birkaç haftalık periyotlarla asistanlık döneminde Almanya Mainz Üniversitesi üroloji kliniğinde gözlemci doktor olarak çalıştım. Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde üroloji uzmanı olarak çalışmaya devam etmekteyim.

Arıcılığa olan ilgim babamdan kaynaklıdır. Babam emekli olduktan sonra yazları köyde yaşamaya başladı. İlk kovanımızı yaklaşık 20 yıl önce aldık. Balla başlayan tatlı tanışma; arıya karşı sevgimizi, ilgimizi arttırdı. Yozgat Sorgun’daki köyümüzde arıcılığa devam etmektedir.

Sağlık Bakanlığı, 2014 yılında geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları yönetmeliğini yayımladı. Branşlardan biri de Apiterapiydi. Apiterapi kısaca arı ürünlerinin insan sağlığında kullanılmasıdır.  Üroloji branşındaki kısırlık, prostat, iktidarsızlık gibi rahatsızlıklar apiterapiyle yakından ilgiliydi. Aynı yıl eşimle arıcılık kursuna gittik.

2015’de Marmaris Apiterapi ve Arı ürünleri Sempozyumuna katıldım. Kendim Bursa’da  6 kovan alarak arıcılığa başladım.

2016 yılında Almanya Passau 14. Uluslararası Apiterapi Kongresi ve eğitimlerine katıldım. Muğla Arıcılık ve Çam balı kongresine katıldım.

2017’de kovan sayımızı 70’e çıkardık. Antalya Eğitim Ve Araştırma Hastanesi GETAT merkezinin düzenlediği apiterapi sertifika eğitimine katıldım.

Bursa’da çok tecrübeli, titiz çalışan arıcılarla ve arı sütü üreticileriyle tanıştım. Kendilerinden çok şey öğrendim. Halen öğrenmeye devam ediyorum. Uludağ Üniversitesinde görev yapan, arıcılık ve arı ürünlerinde söz sahibi çok değerli hocalarla tanıştım. Bilgi ve birikimlerinden çok faydalandım.

Ailemin doğaya olan sevgisi arıyla bütünleşti.  Eşim biyologdur. Arı sütü üretiminde, larva transferinde çok katkı sağlıyor. Çocuklarım ve eşim tüm işlerde bana yardım ediyorlar.

Arıcılıkta ve apiterapide sevgiyle, gayretle ilerliyoruz. Her gün öğreniyoruz. İnsanlara faydalı olmaktan zevk duyuyoruz. Üretmenin ve bunu ben ürettim demenin zevkine paha biçilmiyor.

2018 yılında Bezmialem Üniversitesi Fitoterapi merkezinde sağlık bakanlığı onaylı sertifikalı fitoterapi eğitimi aldım. 2019 yılında Yeditepe Üniversitesi Akupunktur merkezinde sağlık bakanlığı onaylı sertifikalı akupunktur eğitimi aldım. Bursa Nilüfer Dağyenice Köyü’nde 9 dönümlük alanda tıbbi aromatik bitkilerimizi yetiştirmeye başladık. Arı kovanı sayımız 120 oldu. 2019 yılında açılan Bursa Yüksek İhtisas eğitim ve araştırma hastanesine bağlı geleneksel ve tamamlayıcı tıp merkezi(GETAT)’nde apiterapi biriminde çalışmaktayım. Apipunktur uygulamalarımızı hastanemizde yapmaktayız.

tarihinde yayınlandı

MARKA

Devapi Marka Adı

İşimizin sağlam temelli ve uzun soluklu olması için marka bulmaya karar verdik. Deva ve api kelimelerinden devapi adını bulduk. Deva şifa, çare anlamındadır. Apiculture arıcılık demektir. Api arıcılıkla ilgili terimlerde sıkça kullanılmaktadır. Apiterapi ilgi alanımız olduğu için devapi adına marka tescili aldık.

Ayrıca ‘Devapi’ Hint mitolojisinde ölümsüz bilge olarak bilinmektedir. Ölümsüz, sağlam temelli, güvenilir olmak için çalışıyoruz.