tarihinde yayınlandı

EBEGÜMECİ

Mide rahatsızlıklarında, kuru öksürükte faydasını gösteren çalışmalar vardır. Müsilajı(suya geçen sümüksü yapı) yoğundur. Erişkin günde 5 gr ebegümeci çayı içebilir. Yaklaşık 2 gr yaprak ve çiçek bir bardak suyun içinde 1-2 dakika kaynatılır(dekoksiyon). Süzükdükten sonra içilebilir. Günde 2-3 defa birer fincan içilebilir.

Bitki çaylarını hastalık için içecekseniz, öncelikle doktorunuzun tavsiyelerini dinleyiniz. Tek başına tedavi edici olarak düşünmeyiniz.

 

tarihinde yayınlandı

Arı Ekmeği(Perga)

Enflamasyon; vücudumuzda savunma sistemi hücrelerinin ürettiği iltihabi durumdur. Enfeksiyon, ameliyat, yaralanmada dengeli bir şekilde oluşan enflamasyon iyileşmemizi sağlar. Kronik hastalıklarda, otoimmün hastalıklarda bu enflamasyonun kontrol mekanizması düzgün çalışmaz. Bu hastalıklarda artmış enflamasyonu görürüz. Halen; “Hastalıkların sebebi olarak mı; yoksa neticesi olarak mı enflamasyon oluştu?” sorusunun cevabı aranmaktadır. Enflamasyona engel olmak için pek çok tedavi yöntemleri ve yaşam tarzları vardır. İlaçlar, fonksiyonel gıdalar, spor, dua, yoga, neredeyse tüm tamamlayıcı tıp yöntemlerinin enflamasyonla mücadelede yeri vardır. Apiterapide faydalandığımız bal, polen, arı sütü, arı ekmeği, arı zehri, propolis de kontrolden çıkmış bu enflamasyonu önlemede oldukça etkindir.

Barsaklarımızdaki faydalı mikroorganizmaların azalması; yerine fırsatçı ve zararlı olanların yerleşmesi vücudumuzdaki enflamasyonu artırmaktadır. Zararlı mikroorganizmalar barsak çeperinde bariyer görevi yapmazlar. Sindirilmekte olan gıdalarımızdaki zararlı maddeler vücudumuza girer. Barsak hücrelerinin geçirgenliği bozulur. Pek çok hastalığın gelişimi için zemin hazırlar. Probiyotikler ve probiyotik içeren gıdalar; barsaklarımızdaki mikroorganizma dengesini sağlar. Prebiyotik gıdalar yararlı mikroorganizmaları besler ve çoğalmasını sağlar. Arı ekmeğinin probiyotik özelliği ön plana çıkar {Pelka, 2023 #123}. Bal ve polenin prebiyotik özellikleri güçlüdür. Beslenme alışkanlığımız, sağlımız için son derece önemlidir. Aşırı miktarda yenilen hazır gıdalar; barsakta istemediğimiz mikroorganizmaları da çoğaltır. Bu hazır gıdalar vücudumuza aldığımız zararlı kimyasalları da artırır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda; gıdalardaki mRNA parçacıkları vücudumuzdaki dokularda tespit edilebilmektedir. Farklı dokularda faydalı ya da zararlı etkileri gösterilmektedir.

Bal arıları, çiçeklerden aldıkları polenleri kovanlarına taşırlar. Kendileri ve yavruları için bal dışındaki tek besin kaynağını; yani arı ekmeğini üretirler. Arı ekmeğinin içinde; laktobasil, bifidobasil gibi vücudumuz için gerekli ve faydalı probiyotik bakterileri vardır. Bir erişkin insanın barsaklarında yaklaşık 1,5 kg bakteri vardır. Barsaktaki bakteriler gıdaların sindirilmesi, barsak duvarının korunması açısından önemlidir. Bu ilişki karşılıklı faydaya dayanır. Bazı enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmamız gerekir. Antibiyotikler zararlı bakterileri öldürdüğü gibi barsaklardaki faydalı bakterileri de azaltır. Barsaktaki denge zararlı bakteri, mantarlar tarafında artış olarak değişebilir. Sindirim ve barsak geçirgenliği bozulur. İstenmeyen maddeler de vücuda barsaktan emilerek girebilir. Yediğimiz gıdalardan; probiyotik değeri yüksek olanları artırmamız gerekir. Bu gıdalara örnek arı ekmeği, kefir, yoğurt, sirke, turşu verilebilir. Hazır market ürünü olmaması tercih edilmelidir. Kendimize uygun olanları seçebiliriz. Akılcı antibiyotik kullanılması mikropların direnç geliştirmesini önlediği gibi barsak florasını korumak açısından da önemlidir. Gerekli durumlarda antibiyotik kullanmaktan endişe edilmemelidir. Doktorların tavsiyesine uyulmalıdır. Tedavi sonrası hazır probiyotik ilaçlardan da faydalanılabilir.

Arı ekmeği yavru arıların beslenmesi için kovanda depolanır. Fazlasını arıcı alabilir. Arı ekmeği dengeli ve son derece faydalı bir gıdadır. Hiçbir hastalığımız olmasını beklemeden yememiz gereken bir üründür. Bir erişkin her gün bir tatlı kaşığı yiyebilir{Kieliszek, 2018 #197}. Barsak hastalıklarında, beslenme bozukluklarında ve bağışıklığı güçlendirmek için öncelikle akla gelmesi gereken bir gıdadır.

Arı ekmeği ve polen S. aureus mikrobunun karaciğer, böbrekte açtığı zararı önlemektedir {Rana, 2023 #131}.

Arı ekmeği; üremeye engel olan, stres durumunda artan hormonları düzenlemektedir. Farelerle yapılan çalışmada bu faydası gösterilmiştir {Nor, 2023 #143}. Arı ekmeği, yüksek yağlı diyetle beslenen erkek sıçanlarda üreme fonksiyonlarını artırır {Suleiman, 2021 #79}.  Obez sıçanlarda karaciğerin lipit metabolizmasını düzenlemiştir. Karaciğer yağlanmalarında faydalı olabileceğini göstermektedir {Zakaria, 2022 #107}. Arı ekmeği obez erkek sıçanların üreme kapasitesini artırmıştır. Enflamasyona engel olarak, anti oksidan etki göstererek fayda sağlamıştır{Suleiman, 2020 #51}. Arı ekmeği obez sıçanlarda lipit profiline, hipertansiyona, damar sağlığına katkıda bulunmuştur{Othman, 2021 #91}.

Meme kanseri hücre kültürüyle yapılan çalışmada; doksorubisin ve sisplatin kemoterapi ilaçlarıyla arı ekmeği kullanıldı. Arı ekmeği bu ilaçların olumsuz etkilerini azaltırken; hücre göçünü önemli ölçüde yavaşlattı{Caner, 2021 #92}.

Deney hayvanlarına alüminyum verilerek karaciğer, böbrek, kan hücrelerinde oluşturulan hasar; arı ekmeğiyle düzeltilebilmektedir{Bakour, 2017 #15}. Ağır metale maruz kalan insanların bu gıdadan faydalanması uygun olur. Titanyum dioksit nanopartiküllerinin karaciğer, böbrek, beyin dokusuna verdiği zararları; arı ekmeği azaltmaktadır. Kanda bozulan belirteçleri düzeltmektedir{Bakour, 2021 #83}.

 

Arı ekmeği; arı poleninin fayda sağladığı her tür durumda etkili ve faydalıdır.

Pelka, K., et al. (2023). “Probiotic potential of Isolates from Polish Bee Pollen and Bee Bread.” Probiotics and Antimicrobial Proteins.

Kieliszek, M., et al. (2018). “Pollen and bee bread as new health-oriented products: A review.” Trends in Food Science & Technology 71: 170-180.

Rana, A. and N. R. Kumar (2023). “Antioxidative Potential of Pollen, Propolis and Bee Bread against Damage Caused by in Liver and Kidney of BALB/c Mice: A Biochemical Study.” Journal of Scientific & Industrial Research 82(6): 652-660.

Nor, N. A. N. M., et al. (2023). “Effect of Bee Bread on Corticosterone Level in Rat Dams Exposed to Gestational Heat Stress.” Tropical Life Sciences Research 34(3): 151-163.

Suleiman, J. B., et al. (2021). “Bee bread mitigates downregulation of steroidogenic genes, decreased spermatogenesis, and epididymal oxidative stress in male rats fed with high-fat diet.” American Journal of Physiology-Endocrinology and Metabolism 321(3): E351-E366.

Zakaria, Z., et al. (2022). “Therapeutic Effects of (Stingless Bee) Bee Bread in Improving Hepatic Lipid Metabolism through the Activation of the Keap1/Nrf2 Signaling Pathway in an Obese Rat Model.” Antioxidants 11(11).

Suleiman, J. B., et al. (2020). “Protective effects of bee bread on testicular oxidative stress, NF-κB-mediated inflammation, apoptosis and lactate transport decline in obese male rats.” Biomedicine & Pharmacotherapy 131.

Othman, Z. A., et al. (2021). “Bee Bread Ameliorates Vascular Inflammation and Impaired Vasorelaxation in Obesity-Induced Vascular Damage Rat Model: The Role of eNOS/NO/cGMP-Signaling Pathway.” International Journal of Molecular Sciences 22(8).

Caner, A., et al. (2021). “The effect of bee bread (Perga) with chemotherapy on MDA-MB-231 cells.” Molecular Biology Reports 48(3): 2299-2306.

Bakour, M., et al. (2017). “Antioxidant activity and protective effect of bee bread (honey and pollen) in aluminum-induced anemia, elevation of inflammatory makers and hepato-renal toxicity.” Journal of Food Science and Technology-Mysore 54(13): 4205-4212.

Bakour, M., et al. (2021). “Moroccan Bee Bread Improves Biochemical and Histological Changes of the Brain, Liver, and Kidneys Induced by Titanium Dioxide Nanoparticles.” Biomed Research International 2021.

 

 

tarihinde yayınlandı

Beşli Karışım (Bal-Polen-Propolis-Arı Sütü-Arı ekmeği)

Beşli karışım(ham bal, polen, propolis, arı sütü, arı ekmeği)

Kendi kovanlarımızdan elde ettiğimiz, ışıl işlem yapılmamış ham bal ile karışımlarımızı yapıyoruz.

Ham bal içerisine yaş polen katıyoruz. Sade polenlerimizi sizlere gönderene kadar derin dondurucuda tutuyoruz. Yaş polenin faydası daha fazladır. Bala katıldıktan sonra buzdolabında tutulması gerekir.

Karışımlara eklediğimiz propolisi kovan üzerine koyduğumuz özel tuzaklarla elde ediyoruz. İçerisinde ilaç kalıntısı, körük dumanındaki zaralılar, yabancı maddeler(böcek, ahşap parçası, çuval ipi vb) bulunmaz. Ektrakte edilmiş halini karışımlarımızda kullanıyoruz. Propolisimize hiçbir zaman 40 derecenin üzerinde işlem yapmıyoruz. Fenolik bileşikler yüksek sıcaklıkta bozulur. Hatta sağlığa zararlı hale gelir. Bir arı kovanı 45 derecenin üzerindeki sıcaklığa çıkmaz. Biz de bir yerde doğayı taklit ediyoruz. Sağlık için en uygun propolisi ve yöntemi kullanmaktayız. Karışımlardaki propolis alkol içermez.

Arı sütümüzü derin dondurucuda tutuyoruz. Sizlere ulaşıncaya kadar ve yenilene kadar soğuk zincire dikkat etmek gerekir. Bala karıştırdıktan sonra buzdolabında tutabiliriz.

Arı ekmeği(perga) polenin peteklerdeki fermente halidir. Polenden daha çok probiyotik özellik taşır. Derin dondurucuda tuttuğumuz arı ekmeğini bu karışıma ekliyoruz.

Mikserle çevirirken karışıma bir miktar hava girer. Size ulaştığında yaklaşık yarım santim kalınlığında köpük görürsünüz. Yenilmesinde sakınca yoktur. Bozulma belirtisi değildir.

Arı ekmeğini görmeniz için öğütmüyoruz. Bu nedenle homojen karışmaz. Üst kısımda daha fazla birikir. Kendiniz kaşıkla karıştırarak yiyebilirsiniz.

Ham çiçek balı bir süre sonra şekerlenebilir. Ürün hiçbir şekilde değer kaybetmez. Gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz. Karışımları lütfen ısıtmayın.Bitene kadar buzdolabında tutunuz. Buzdolabında bir yıla kadar bozulmadan durur.

Biz talep miktarına göre haftalık hazırlıyoruz. Böylece daha geç şekerlenmektedir.

Yaş polen kattığımız için oda ısısında bir hafta içinde bozulur.

Yerli sade arı sütü kattığımız için oda ısısında değer kaybı olur.

İçerisine kattığımız ürünleri ÇOCUK İÇİN, ERİŞKİN İÇİN, RAHATSIZLIKLAR İÇİN farklı oranlarda katıyoruz.

Çocukların yaş ve kilosuna göre yiyeceği miktarı size bildiriyoruz. Erişkinler için kabaca günde bir kez dolu tatlı kaşığı yeterlidir. Kısırlık, kronik hastalıklarda daha yoğun karışımlar hazırlıyoruz. Doğrudan yiyebileceğiniz gibi soğuk ya da ılık suya katarak içebilirsiniz. Çocuklarınız tadını sevmezse suya karıştırıp, içerisine limon veya kakao ekleyebilirsiniz.

Aklınıza takılan durumları telefonla sorabilirsiniz. Arılardan size ulaşıncaya kadar arada sadece biz varız. Bizim için güveniniz ve fayda görmeniz kazançtan daha önemlidir.

tarihinde yayınlandı

ARILARIN OĞUL VERMESİ

 

ARILARIN OĞUL VERMESİ

Oğul verme bal arılarının çoğalma isteği ve her ilkbaharda rastlanılan doğal bir davranışıdır. Eğer rastlamışsanız; çevrenizde binlerce arı uçar. Sesleri ve görüntüsü harikadır. Siz arılardan korunmak için elinizle arılara vurmazsanız; bu arılar üzerinize konsa da sizi sokmazlar. Kovandan çıkmadan önce yeni kuracakları yuva için balla karınlarını doyururlar. Tok arılar oldukça sakindirler.

Yeni yuvalarını nasıl seçerler?

Öncü işçi arılar geçici ve kalıcı yuva kuracakları yeri seçerler. Bu öncü arılar dans ederek birbirleriyle anlaşır ve konacakları yere karar verirler. Ana arı bunlara uyar. Arılıktaki(arı kovanlarımızı koyduğumuz arazi) bir ağaç dalına geçici olarak konarlar. Bu oğulu o gün alıyorsak, arılar henüz tok oldukları için sokmazlar. Ama ertesi gün karınları acıkır. Saldırgan olurlar. Yani ertesi gün alacağımız oğulda tedbirli olmak gerekir.

Oğul nasıl alınır?

Arıcı her gün arılarını kontrol ediyorsa oğul kaçırmaz. Arılar genellikle arılıktaki bir ağacın dalına konarlar. Ağaca çıkıp bu dalı kesip; hiç sarsıntı yapmadan, iple aşağıya sarkıtırız. Üst dalı kesmeden önce onun altındaki dalları temizlemek gerekir. Arı salkımı aşağıdaki dallara çarpar ya da sarsıntıyla sallanırsa aşağı dökülür. Ana arıyı alamazsak işimiz uzar. Bu dalı erişebileceğimiz yere kadar indirip, ipi bağlarız. Hazırladığımız boş kovanın içine silkeleriz. Kovanı yerden biraz yüksekte bir saat kadar bekletiriz. Eğer ana arıyı kovana koymuşsak, dışardakiler de hızlıca kovana girer. Bu kovanı arılıkta uygun bir yere bırakırız. Böylece arımız çoğalmış, yeni bir kolonimiz olmuştur.

Yüksek dallardan alırken teleskopik sırıklara taktığımız torbaları kullanırız. Dalı sallayınca sarsıntıyla torbanın içine salkım dökülür. Sonrasında arıları hazırladığımız kovana dökeriz. Ana arıyı almışsak yeni bir kolonimiz olur. Alamadıysak alana kadar uğraşırız.

Bazen yüksekte, alınması zor dallara konarlar. Arıcı böyle zor yerde para asılı olsa almaktan vazgeçer. Ama oğul olunca yüreği el vermez. Almak için harcadığı emeği gözü görmez.

Oğul çıkmadan önce kovanın önünde hareketlilik olur. Bu sırada ana feromonu içeren spreyi alçaktaki uygun bir dala sıkarız. Arılar bu dalda salkım yapar. Kovanı dalın altına tutup silkeleriz.

Arılığına her gün gidemeyen arıcılar tuzak kovan koyarlar. Temiz bir kovanın içine kabarmış petekler bırakılır. Bu kovanı dört beş günde bir temizleriz. İçinde örümcek, karınca, güve olmaması gerekir. Oğulun öncü işçi arıları bu kovanı tespit edip, kendiliğinden içeri girebilir. Bu tuzak kovanlardan beş altı tane arılığa dağıtmak gerekir.

Bazen oğul alır başını gider. Başkasının bahçesindeki ağacı tercih eder.

Kovanı nasıl hazırlarız?

Yeni koloni için oğulun büyüklüğüne göre kabarmış 4,5 çerçeve koyarız. Kovanın tertemiz olması gerekir. İlk gün için yuvalarını sevsinler, strese girmesinler diye 200gr kadar kek ya da şeker şerbeti veririz. Bunu fazla verirsek ana arı döllendiğinde yumurtlayacak yer bulamaz. Ana yumurtlamayınca koloni yeni ana arayışına girer. Yalancı ana oluştururlar. Faydamız olsun derken, koloniyi zor duruma sokmuş oluruz. Ertesi gün kovanı açıp bakarız. İhtiyacı kadar ham peteği uygun yere koyarız.

Arılar neden oğul verir?

Arı ırkının genetik yapısı önemlidir. Bazı ırklar oğul vermeye meyillidir.

Kovanda arı nüfusu fazlaysa, arıcı boş çerçeve vermekte ya da kat atmakta geciktiyse ana memeleri yaparlar. Nüfusu azaltmak içeriyi rahatlatmak için oğul ihtiyacı doğar.

Kovanın havalanması yetersizse, arılar içerde bunalırlar. Kovanı rahatlatmak, nüfusu bölmek için oğul hazırlığı yaparlar.

Ana arı yaşlandıysa yeterli yumurtayı üretemez(Ana yaşlanınca ne olur?). İşçi arılar daha verimli genç ana isterler. Bunun için yeni ana memeleri yaparlar.

Kovandaki ana arı ölmüşse yeni ana arı yaparlar.

Ana arıyı nasıl yaparlar?

Ana arı ölmüşse acilen mevcut yumurtalardan ana arı memesi oluştururlar. Buna kovandaki işçi arılar karar verir. Genç işçi arılar bu memeleri arı sütüyle doldurur. Yeni genç analar oluşur. Bu durumda ana memeleri çerçevelerin ortasında bulunur. Arı saklamadan bu memeleri gösterir.

Ana arı yaşlandı ya da yetersizse yeni memeler çerçevelerin kenarında, alt ve yanlarda olur. Bu memeleri ana arıdan korurlar. Ana arı kendisine rakip yeni anaları istemez. İşçiler bu memelerin çevresinde bekçilik yapar. Eski anayı kovanı terk etmek zorunda bırakırlar. İlk oğul önceki anayla olur. Koloninin yüzde yetmişi bu oğulla gider. Arıcılar için bu kalabalık oğul önemlidir. Şansı az da olsa bu oğuldan bal elde edebilir(Oğuldan ürün elde edilemez mi?).

Ana arıyla işçi arıların genetik yapıları aynıdır. Aynı yumurtayı daha fazla, uzun süre arı sütüyle besleyince ana arı oluşur(Arı sütünü nasıl yaparlar?). Bu canlılar bize epigenetik dersi verir(Epigenetik nedir?). Hayatın devamındaki üretim şekli ve kapasitesine yediği gıda karar veriyor. Son yıllarda gıdalarla aldığımız genetik kodların vücudumuzda farklı organlara taşınıp, genetik kodumuzu değiştirdiğini gösteren yayınlar vardır(Bitkilerdeki farklı mikro RNA kodları, memelilerde farklı dokularda yüksek oranda tespit edilmiştir).

Arı sütünü nasıl yaparlar?

Arı sütünü 5-15 günlük işçi arılar mandibuler bezelerinden salgılarlar. Ana arı memelerine daha çok koyarlar. Ana arıyı larva yaşamı boyunca ve hayatı boyunca arı sütüyle beslerler. İşçi arı veya erkek arı larvalarına çok az arı sütü verirler. Bir ana arı 5-7 yıl yaşarken, üretim sezonunda işçi arılar yaklaşık 45 gün yaşarlar.

Oğuldan ürün elde edilemez mi?

Bol bal, polen, arı sütü, propolis üretebilmek için koninin güçlü olması gerekir. Tek katlı kovanda 30-40 bin arı varken; iki katlıda 80 bin arı bulunur. Sayının çok olması arıları kendi ihtiyacından daha fazla ürün üretmesi anlamına gelir. Arıcı güçlü kolonileri olsun ister. Çok sayıda koloni olcağına, az sayıdaki kalabalık arılı koloni daha fazla kazanç sağlar.

Dölsüz anayla çıkan oğulda 7 gün içinde ana döllenir. Gömeçlere(petek gözleri) attığı döllü yumurtalardan 21 gün sonra işçi arılar çıkar. Bu işçi arılar 21 gün kovan içindeki işlerde çalışır. Sonrasında tarlacı arı olarak dışardan ürün getirebilirler. Yani 40-45 gün arıcının kaybı olur. Nektar akımı bu sürede biter. Bu koloniden ertesi yıl iyi ürün elde edebilir.

Döllü anayla çıkan ilk koloninin nüfusu kalabalıktır. Bu ilk oğuldan o yıl da verim alınabilir. Fakat diğerlerinden daha az olur.

Arıcı oğula engel olmak için en geç 9 günde bir kovandaki arıları kontrol eder. İhtiyaca göre petek ekleyerek, kat atarak hacmi genişletir. Ana memeleri görürse bunları bozar. Sonraki kontrolünde yine memeler oluşmuşsa, oğula engel olamayacağını düşünüyorsa arıyı bölebilir. Arıcı farklı tekniklerle kendi kontrolünde koloniyi rahatlatmaya çalışır.

Yalancı ana nedir?

Koloni ana arısını kaybedince(Koloni ana arısını eden kaybeder?), yeni yumurta yoksa, işçilerden biri dölsüz yumurtlamaya başlar. Yani erkek arı üretir. İşçi arı nüfusu hızla azalır. Kovanı açıp baktığımızda bir gömeçte bir iki tane yumurta görürüz. Arılar huzursuzdur. Düzensiz hareket eder, kanatlarını farklı çırparlar. Doğacak yeni arılar erkek olduğu için koloni çöker. Arıcı bu durumu erken fark ederse bu koloniye yeni ana verir(Yeni ana nasıl temin edilir?). Erken dönemdeyse bu anayı kabul ederler. Geç dönemde farlı teknikler uygulamak gerekir. Arıcı için sıkıntılı, üzücü bir durumdur.

Koloni anasını neden kaybeder?

Arıcı çerçeveleri kontrol ederken ana arıyı dışarı düşürebilir. Yanlışlıkla çerçevelerin arasında sıkıştırıp öldürebilir. Varroa için arılara verdiği ilaçlar anaya zarar verebilir. Yani çoğunlukla arıcı hatalarıyla olur.

Bazen dölsüz ana arı çiftleşme uçuşuna çıkıp geri gelemeyebilir. Yolunu bulamaz ya da kuşlara, böceklere yem olabilir.

Yeni ana nasıl temin edilir?

Arıcılık sektöründe sadece ana arı üreten arıcılar vardır. Bu hazır halde döllenmiş olarak satılır. Arı malzemesi satan yerlerden alınarak ya da kargoyla istenerek alınır. Anasız kovanda arıların kalabalık olduğu yere ana arı kafesiyle verilir(Ana arı kafesi nedir?). Bir iki gün sonra kafes açılır. Yüzde yetmişe yakın oranda yeni anayı koloni kabul eder.

Biz birkaç tane ana arımızı yedekte tutuyoruz. Acil durumda ana arı kovanındaki bu arılardan faydalanırız.

Ana arı kafesi nedir?

Yeni ana arıyı koloni kabul edene kadar düşman kabul edip saldırırlar. Ana arının feromonuna alışana kadar ana arı kafeste tutulur. Bu kafesler farklı tiplerde olabilir. Kibrit kutusundan biraz büyük, arıların geçemeyeceği delikler olan üründür.

Ana yaşlanınca ne olur?

Ana arının mandibular bezlerinden ve bacaklarından feromon salgılanır. İşçi arıların da kendine ait feromonu vardır. Ana arıya temas eden işçi arılar ana arının feromonu diğer arılara da ulaştırırlar. İşçi arıların birbiriyle teması, ana arıdan diğer arıların da haberdar olmasını sağlar. Bu feromon yetersiz üretiliyorsa yeni ana hazırlığı başlar. Ana arı az yumurtlarsa, işçi yavru sayısı azalır. Genç işçilerin feromonu bu şekilde azalır. Bu durumda yeni ana hazırlığını başlatır.

Aslında koloniyi yöneten işçi arılardır. Ana arının diğer adı kraliçe arıdır. Kraliçenin ne yapacağına işçi arılar karar verir. Ana arı koloninin bel kemiği, vazgeçilmezidir. Vazgeçileceği zamana işçi arılar karar verir. Hatta ilkbaharda erkek arıların çoğalmasını sağlarken; sonbaharda hiç birini içeri sokmazlar(Erkek arı bal yapar mı?).

Erkek arı bal yapar mı?

Erkek arının asıl görevi ana arıyı döllemektir. Ana arı döllenme uçuşuna çıktığında 10-15 erkek arı tarafından döllenir. Döllenmiş ana arı kovana girdikten sonra bir daha dışarı çıkmaz. Oğul vereceği zaman çıkar. Erkek arıların iğnesi yoktur. Bal üretemezler. Kovan savunmasında görev almazlar.

Merak ettiklerinizi whatsapp iletişim hattından sorabilirsiniz. Devapi: 0532 527 38 28

Uz. Dr. Dursun Ünal

tarihinde yayınlandı

IHLAMUR

Karacabey Boğaz’da harika bir ıhlamur ormanı vardır. Haziran ayında arabanızla bu ormana gitmenizi tavsiye ederim. bir tarafı deniz, diğer tarafı ormandır. Ormana doğru biraz girip ağaçların dibinde oturunuz. Yüksekteki ağaç dallarından uğultu şeklinde arı vızıltısı duyarsınız. Ihlamurun enfes kokusu ciğerlerinizi doldurur. Ruhunuzu dinlendireceğiniz özel bir ortamdır. Kurşunlu tarafındaki ormana bir aylığına arılarımızın bir kısmını götürüyoruz. Arılar sayesinde bu ortamdan ve denizden faydalanabiliyoruz. Dönüşte deniz kenarında keyif kahvenizi içersiniz. Yol üzerindeki longoz ormanı için de bir saatinizi ayırınız.

Çay olarak gönderdiğimiz ıhlamur bu ormandandır. Mevsiminde giderseniz; köylülerden daha hesaplı bol miktarda temin edebilirsiniz.

Bu çayı içerken lütfen bu ortamı hayal ediniz. üst solunum yollarına, boğazınıza iyi gelecektir.

Bir erişkin 2-4 gr/gün ıhlamuru çay olarak içebilir.

Öksürük için içilecekse; müsilaj(sümüksü yapışkan çay) yapıdaki çayı kuru öksürüğe iyi gelir. 1 gram ıhlamuru(bir tatlı kaşığı) oda sıcaklığındaki bir bardak suya atarak ağzı kapatılır. 30 dakika bekletilir. Gün içinde birkaç saat arayla yudum yudum içilebilir. Bu hazırlanma yöntemine maserasyon denilmektedir. Müsilaj irrite olmuş mukozanın üzerini örterek iyileşmeyi hızlandırır.

Terlemeyi artırmak için içilecekse; 3-4 gram ıhlamur(bir yemek kaşığı) bir bardak suda 30 dakika bekletilir. Sonra bir taşım kaynatılır. Süzüldükten sonra yudum yudum içilebilir.

Bitki çaylarını hastalık için içecekseniz, öncelikle doktorunuzun tavsiyelerini dinleyiniz. Tek başına tedavi edici olarak düşünmeyiniz.