tarihinde yayınlandı

APİTERAPİ

APİTERAPİ

Arı ve arı ürünleriyle insanları tedavi yöntemidir. Binlerce yıldır bal arılarının ürünlerini gıda olarak yemekteyiz. Bal, polen, arı sütü, arı ekmeği çok zengin besinlerdir. Propolis, arı zehri, kovan havası, arı larvası son yıllarda daha iyi tanınmış diğer ürünlerdir.

Bal içerdiği enzimler, fenolik bileşiklerle diğer karbonhidratlardan ayrılmaktadır. Bal arılarının tarihi insanlık tarihinden daha eskilere dayanmaktadır. Tarih boyunca insanlar tarafından tercih edilen bir gıdadır. Son yıllarda şeker hastalığı artmasından; glikoz şurupları, işlenmiş unlu mamuller bundan sorumludur. Bu nedenle karbonhidratı az yemeliyiz. Bal diğer karbonhidratlarla aynı değerlendirmek doğru olmaz. Bal kararında tercih edebileceğimiz kıymetli bir gıdadır.

Şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, obezite birlikte kol kola gezen hastalıklardır. Birisi erken, diğeri arkasından gelir. Temelde vücudumuzdaki enflamasyonun(iltihabi durum) artışı bunlarla çok ilgilidir. Kanser, otoimmün kronik hastalıklar daha sonra gelişebilir. Sağlıklıyken beslenmemizde yapacağımız düzenleme bu kısır döngüyü kırabilir. Hazır, paketlenmiş gıdaları; şekerli unlu yiyecekleri az yemeliyiz. Soframızda sebze, et, yumurta, zeytinyağı, balık daha çok bulunmalıdır. Bal arılarının bizim için doğadan topladığı polen, arı ekmeği, arı sütü mutlaka değerlendirilmelidir. Beslenme alışkanlıklarımızı düzenlemek için doğru bilgilere ulaşabilmeliyiz. Yaşadığımız bilgi çağı, maalesef çoğu zaman bilgi çöplüğüdür. Tüketim toplumunu etkileyen reklamlardan, medyatik sağlık programlarından uzak tarafsız bilgiler, bunun başlangıcı olacaktır. Bu bilgiler soframızı değiştirdiği gibi çocuklarımıza da örnek olacaktır. Hazır endüstriyel gıdaların reklamını gün boyunca yüzlerce kez görürüz. Çocuklarımız bunları yemeleri için oyuncaklar, hediyelerle özendirilir. Gerçek gıdaların hiçbir reklamı, tanıtımı yapılmaz. Bu durum bilinçli anne babalara önemli görevler vermektedir.

Arı poleni çiçekli bitkilerden gelen besleyici değeri çok yüksek bir gıdadır. Amino asitler, vitaminler, mineraller, fenolik bileşikler içerir. İçerdiği her bir maddenin onlarca piyasa isimli formu eczane raflarında yer almaktadır. Polen adeta gıda katkı maddesi üretenlere, bir kaynak niteliği taşımaktadır. Her bir esansiyel amino asit, vitamin, mineral tek tek kutulara konmuş halde eczanelerde satılmaktadır. Bal arıları ömürleri boyunca sadece polen ve balla beslenirler. Polen son derece dengeli bir gıdadır. Bir erişkin günde bir yemek kaşığı; çocuk tatlı kaşığı yenilebilir. Bir hastalığı tedavi etmekten ziyade, vücudun ihtiyacını vermiş olursunuz. Bedenimizin atmaya çalıştığı zararlı maddeleri(çöpleri) yemezsek; asıl beslenme devrimini, sağlık devrimini başlatmış oluruz.

Arı ekmeği; peteklerin içerisine balla karıştırıp, fermente edilerek konmuş polendir. Probiyotik özelliği yüksektir. İnsanların barsaklarında 2,5 kg bakteri yaşar. Bizim beslenme davranışımızda bu bakterilerin etkisi vardır. Bu bakterilerin bir kısmı faydalı, bir kısmı zararlıdır. Zararlılar barsakta enflamasyonu artırıp, zararlı maddelerin kana geçmesine neden olur. Faydalı maddelerin sindirilmeden atılmasına neden olur. Probiyotikten zengin gıdalar, faydalı bakteri dengesini sağlar. Arı ekmeği, polen, ev yapımı kefir, sirke, turşu, yoğurt barsaklarımıza fayda sağlar. Bunların hepsini yememiz şart değildir. Ancak çoğumuz hiç birini yemiyoruz. En azından değiştirerek birini yiyelim. Eczanelerde probiyotik ürünler satılmaktadır. Antibiyotik kullanımı sonrası değerlendirilebilir. Dünyada artık mikrobiyata transferi yapılmaktadır.

Arı sütü bal arılarının bizlere sunduğu en kıymetli gıdadır. Kralların, kraliçelerin yediği besindir. Ana arı larva dönemi boyunca ve sonrasındaki hayatı boyunca arı sütü yer. Aynı genetik yapıdaki işçi arı en çok 3 ay yaşarken, ana arı 7 yıla kadar yaşayabilir. Bir günde kendi ağırlığının iki katı yumurtlayabilir. Böyle bir üretim hayret vericidir. Sebebi arı sütü yemesindedir. Sağlıklı bir insan günde 500 mg arı sütü yiyebilir. Çocuklar 50-300mg yiyebilir. Rahatsızlık durumlarında geçici olarak miktarı artırılır. Karaciğer, böbrek, testisler, akciğere zarar verecek madde ve ilaçlarla yapılmış onlarca deneysel çalışma vardır. Arı sütü bu maddelerin dokulara verdiği zararı düzeltmiştir. Pandemi döneminde aklımızda olması gereken gıdalardan biridir. Virüs özellikle akciğerlerimize zarar vermektedir. Akciğer tutulumunun olduğu dönemde doktorunuza danışarak günde 6-8 gr kadar arı sütü yenilebilir.

Propolis zengin bir anti oksidan üründür. Tıbbi bitkiler; bitkilerden elde edilen reçine veya özler anti oksidan özellikleriyle kıymet taşımaktadır. Bu ürünler vücudun dengesini sağlamada, bağışıklıkta değer taşırlar. Modern hayatın getirdiği bozuk beslenme, stresli hayat anti oksidan gıdaları gerekli kılmaktadır. Propolis bunların içerisinde en zengin anti oksidandır. Uygun miktarda kullanılabilir.

Arı larvası zengin içerikli bir gıdadır. Kısırlık, menopoz, beslenme bozuklukları, iktidarsızlıkta yenilebilir. Rusya, Romanya, Çin’de çok iyi bilinmekte ve faydalanılmaktadır. Liyofilizasyon dediğimiz yöntemle; soğukta kurutup, bala karıştırıyoruz.

Apipunktur arı zehrinin insan vücudundaki akupunktur noktalarına uygulanmasıdır. Bunu canlı arıyla ya da enjektörle yapabiliriz. Kore’de apitoksin adıyla ampul formu üretilmektedir. Farklı konsantrasyondaki bu ampullerden çekilen arı zehri uygun noktalara enjekte edilmektedir. Türkiye’de henüz bu formu üretilmemiştir. Bursa GETAT merkezimizde bu tedaviyi uygulamaktayız. Diz, bel ağrıları, romatizma, ankilozan spondilit, MS hastalıklarında tercih edilmektedir. Akupunktur ve hormesis felsefesiyle çalışmaktadır.